İlaç üreticisi firmaların sosyal medyada yer alması konusu ve eğer alacaksa bunun yöntemi, uzun süredir bir tartışma konusu. Sosyal medyanın doğduğu ve beslendiği yer olan A.B.D.’nin konuyla ilgili ve dünyayı yönlendiren kurumu FDA, henüz ilaç sektörünün sosyal medyadaki varlığını yönlendirecek ve kurgulayacak bir hazırlık içinde bile değil. Büyük olasılıkla, bu son gelişme tartışmaları hızlandıracak. Janssen ilaç firması tarafından alınan karar kimilerine göre krizi yeterince iyi yönetememek olarak nitelenirken, kimileri de çırpınarak daha fazla dibe batmamak için zamanında alınmış bir karar olduğunu düşünüyor.
Global dev Jonhson & Johnson firmasının ilaç bölümü Janssen’in İngiltere operasyonu tarafından, bundan 18 ay önce psoriasis (sedef hastalığı) hastalarının konuşmaları, paylaşım yapmaları için Facebook üzerinde açtığı Psoriasis 360 sayfası kendi alanında bir ilkti. Sayfa global arenadaki ilaç üreticilerinin sosyal medyada kullandıkları platformlar arasında, “üretici firma onayı ve moderasyonu gerekmeksizin” yorumları yayınlama kararı alınmış ilk örnekti.
Facebook 2011 Ağustos ayında ilaç sektöründe faaliyet gösteren firmaların açtığı Facebook sayfalarında, yazılan yorumların ön moderasyon yapılmadan yayınlanması zorunluluğunu getirmişti. Gerekli durumlarda (bkz. Facebook sayfa kuralları) yorum yazıldıktan sonra sayfa yöneticisinin bunları kaldırmasına izin verilmekte. Facebook’un bu kuralı getirmesinin altında yatan neden, yorumları silinmiş kullanıcıların siteyi veya sayfayı daha hızlı terk edecek olması elbette. Başka bir deyişle, kullanıcıya olumsuz bir deneyim yaşatmak istemiyorlar.
Janssen’in, kategorisinde bir ilk olan Psoriasis 360 sayfasını 21 Mart itibariyle kapatması konusunda, Janssen kıdemli halkla ilişkiler direktörü David Keown özetle , PMLiVE sitesine, belki biraz da çaresizce, şöyle bir demeç verdi: “ Psoriasis 360 sayfasını kapattığımız için üzgünüz ama bu kararı almamız o kadar da kolay olmadı”.
Bu kararı almalarına iki temel durum sebep oldu. Son 3 ayda, sayfaya yazılan yorumların yaklaşık üçte birini silmek zorunda kaldılar. Bunun en önemli kısmı, yorumların reçeteli ilaç isimleri içermesiydi. Diğeri ise -azınlık da olsa- saldırgan yazım tarzıydı. Bir başka sebep ise; inovatif bir tarzda, merkezde bir web sitesi olacak şekilde, konuya özel YouTube kanalıyla, Twitter hesabıyla ve özel iPhone uygulamasıyla başlayan projenin, içerik paylaşımı anlamında hayal edilen yönden şaşması oldu.
Janssen yönetimi, Facebook sayfasının kapatılmasının yanında, diğer tüm kanallarda aktivite gösterme konusundaki kararlı olduklarını da açıkladı. Bu da üzerine düşünülmesi gereken bir nokta. Aslında başarısız bir Facebook macerasına rağmen, diğer kanalları bu mecradan ayıran bir bilince de sahipler.
Şimdi tüm ilaç sektörü için düşünme zamanı! Sosyal medya ilaç sektörü için kaçınılmaz mı? Cevap evet ise, bunun hangi kanallarda ve nasıl olacağına karar vermeliler. Malum; doğru ve sağlıklı büyütülmeyen, yönetilmeyen girişimler zaman, para, enerji ve prestij kaybından başka bir işe yaramıyor.
İlaç şirketlerinin sosyal medya içinde yer alabilmesi öncelikle cesaret ardından da süreci çok iyi yapılandırmalarını gerektirir. Herşeyden önce cesaret etmelerini mümkün kılacak derecede şeffaf olmadıkları açık. Bunun yaratacağı korku, gizlilik ilkelerinin sıkılığıyla doğru orantılı olacaktır. Zira sosyal medyada kamunun gözü önünde size gelecek eleştiri ve soruları şeffaflıkla ve yeterince yanıtlamazsanız aleyhinize bir kamuoyu oluşturmanın ilk adımını atmış olursunuz.Bu kadar şeffaf ve tarafsız olan, endüstriyel olanlar haricindeki sırları olmayan bir ilaç firması dünyada henüz yok. Ayrıca farmakovijilans gibi teknik ve rekabet amaçlı gizli kamusal tanıtımı engellemek gibi etik açmazları tamamen çözmek de çok kolay değil. Sosyal medyada olmak neredeyse sıfır gizlilik, tam uyumluluk ve yüksek teknoloji, dolayısıyla da sanılanın aksine çok ama çok büyük öncü yatırım ve maliyetler gerektiriyor.