Mutluluk, tanımlanması zor bir şekilde birçok farklı formda karşımıza çıkıyor. Mutsuzluğun ise tanımlanması çok kolaydır; mutsuzluğu gördüğünüzde kolaylıkla tanırsınız ve sizi ne zaman esir alacağını bilirsiniz. Mutsuzluk adeta pasif içici olmak gibi çevrenizdeki herkes için ölümcüldür.
Mutlu olmak için gereken şartlar düşündüğünüzden azdır. Mutluluk denilince akla gelen genellikle parayla paralel bir düşüncedir ancak aslında öyle değildir. Birçok zengin kişi kendi çalışanları kadar mutlu olamıyor.
Hayat şartlarında mutlu olmak için çok az şey yapmanız gerekir çünkü mutluluk tamamen sizin kontrolünüzde olan bir şey. Günlük yaşamdaki hobileriniz ve yaşam tarzınız bunu tamamen etkiliyor ve bunlarında seçimi tamamen sizde bitiyor. Yani mutlu olup olmamayı aslında kişiler seçiyor diyebiliriz.
Mutsuz alışkanlıkları
İnsanlar mutsuzken onların çevresinde olmak ve onlarla çalışmak oldukça zordur. Mutsuzluk insanları sizden uzaklaştırır, sizi yapmaktan sorumlu olduğunuz her şeyi yapmaktan geri tutan bir kısır döngü oluştur.
Mutsuzluk sizi sürpriz bir şekilde yakalayabilir. Buna sebep olan şeylerin başında ise sürekli yapmayı tercih ettiğimiz alışkanlıkların aslında sizi mutsuz etmesidir. Bazı alışkanlıklar diğer alışkanlıklardan daha fazla mutsuzluğa sürükler. Aşağıda saydığım 10 alışkanlığa karşı özellikle dikkatli olmalısınız. Bu alışkanlıkların sizde mevcut olmadığından emin olmak için kendinizi dikkatlice izleyin.
Geleceği bekleme alışkanlığı
Kendine sürekli gelecekte gerçekleşmesi beklenilen şartlara göre daha iyi olma sözü vermeyi alışkanlık haline getiren kişiler genellikle daha kolay mutsuzluğa kapılırlar. Hayat koşullarına göre (promosyon almayı beklemek, zam almayı beklemek, veya yeni bir ilişki) gelecekteki mutluluğumuzu ayarlamak aslında bizi daha çok hayal kırıklığına uğratır. Çünkü değişkenlere göre mutluluğunuzu belirlemek adeta kendinizle hayatınız üzerine kumar oynamak gibidir.
Mutluluğunuza değişkenler eklemek yerine o anda var olan şeylerle mutlu olmayı denemelisiniz ve yaşamı beklentiler kurup beklemek yerine yaşamı akışına bırakıp sadece kendiniz için yapabileceklere odaklanmalısınız.
Bir şeyleri elde etmede çok fazla zaman ve efor harcama alışkanlığı
Aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanların mali durumları iyileşince mutluluklarında önemli bir artış oluyor, fakat yıllık gelir 20.000$’ın altına düştüğünde para ile gelen bu mutluluk hızla azalmaya başlıyor. Maddi şeylerin insanları mutlu etmediğini gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Bir şeylerin peşinde koşuşturmayı alışkanlık haline getirdiğinde mutsuz olma olasılığın artıyor çünkü onları elde ettikten sonra yaşadığın hayal kırıklıklarının ötesinde onları kazanma pahasına ailen, arkadaşların ve hobilerin gibi seni mutlu edecek daha gerçek şeyleri kaybettiğini anlıyorsun.
Evde kalma alışkanlığı
Mutsuz olduğunda diğer insanlardan uzaklaşmak ruh halin için cezbedici gelebilir ama sosyalleşme açısından büyük bir hatadır. Her kişinin, herkes ile konuşmayı reddetmek istediği günler vardır. Fakat anlamalısınız ki bu bir eğilim olmaya başladığı anda ruh halinizi bozulmaya başlar. Mutsuzluk sizi anti-sosyal yapmaya başladığı an bu dediğimi hatırlayın ve dışarı çıkıp insanların arasına karışmaya kendinizi zorlayın, o anda farkı göreceksiniz.
Kendini kurban görme alışkanlığı
Mutsuz insanlar hayatın zor ve insanın kontrolü dışında olduğu pozisyonundan hareket etmeye eğilimlidir. Başka bir deyişle, “Hayat beni dışlıyor ve bu konuda yapabileceğim hiç bir şey yok.” Bu felsefe ile ilgili temel sorun bunun çaresizlik duygusunu körüklemesidir ve kendisini çaresiz hisseden insanlar büyük olasılıkla bir şeyleri daha iyi hale getirmek için çaba göstermezler. Herkes belli zamanlarda kendisini aşağıda hissetme hakkına sahipken, bu etkinin hayata bakış açınıza yansıdığına müsaade ettiğinizde durumun farkına varmanız önemlidir. Başına kötü şeyler gelen tek kişi sen değilsin ve harekete geçmek istediğin taktir de geleceğini kontrol etmek senin elindedir.
Pesimizm (Kötümserlik) alışkanlığı
Hiç bir şey kötümserlik kadar daha çok mutsuzluğu körüklemez. Kötümser tavır ile ilgili sorun onun kendini gerçekleştiren bir kehanet olmasıdır: kötü şeyler beklerseniz kötü şeyler almanız olasıdır. Kötümser şeylerin ne kadar mantıksız olduğunun farkına varmadan onlardan kurtulmak zordur. Kendinizi gerçeği görmeye zorlayın ve fark edeceksiniz ki bir şeyler göründüğü kadar kötü değildir.
Yakınma alışkanlığı
Yakınmak, ardında yatan tavrın verdiği rahatsızlık kadar tek başına da yeterince rahatsız edicidir. Yakınmak kendi kendini güçlendiren bir davranıştır. Bir şeylerin ne kadar kötü olduğunu sürekli konuşarak ve dolayısıyla düşünerek negatif inançlarınızı doğrulamış oluyorsunuz. Sizi rahatsız eden şeyler hakkında konuşmak sizin daha iyi hissetmenize yardımcı oluyor iken, yakınmak ile mutsuzluğu körüklemek arasında da ince bir çizgi vardır. Sizi mutsuz etmesinin ötesinde yakınmak diğer insanları da sizden uzaklaştırır.
Olayları abartma alışkanlığı
Kötü şeyler herkesin başına geliyor. Aradaki fark mutlu insanlar kötü şeylerin onları geçici uğrak yeri olarak gördüğünü bilirler oysa mutsuz insanlar en ufak negatif şeyi hayatın onları dışladığının kanıtı olarak görürler. Mutlu insanları yollarına çıkan ufak tefek kazalar üzer ama onlar bir şeyleri derinlemesine ele almasını bilirler: “Ne aksilikti ama neyse ki ciddi bir şey değildi.” diğer taraftan mutsuz insanlar bu aksiliği kullanarak o günlerinin, haftalarının, aylarının, belki de bütün yaşamlarının o aksilikten kaynaklandığının kanıtı olarak görür.
Sorunları halının altına süpürme alışkanlığı
Mutlu insanlar her hareketlerinden sorumludur, bir hata yaptıklarında onu üstlenirler. Diğer taraftan mutsuz insanlar sorunları ve hataları kendilerine tehdit olarak görürler, o yüzden gizlemeye çalışırlar. Problemler görmezden gelindiğinde büyümeye eğilimlidir. Bir problemin üstüne gitmediğiniz sürece o problem bir şey yapamayacağınızı hissedeceğiniz kadar zor bir hale gelir, sonra da aynen kurban olma duygusuna geri dönersiniz.
Gelişmeye kapalı olma alışkanlığı
Mutsuz insanlar kötümser oldukları için ve kendi hayatları üzerinde kontrol eksiklikleri olduğu için arkalarına yaslanıp hayatın onlara bir şey yapmasını beklemeye eğilimlidirler. Hedefler koymak, öğrenmek ve kendilerini geliştirmek yerine sadece yavaştan alırlar ve bir şeylerin neden değişmediğini merak ederler.
Başkasına yetişmeye çalışma alışkanlığı
Kıskançlık ve haset mutluluk ile uyumsuzdur bu yüzden sürekli olarak kendinizi birileri ile karşılaştırmaya devam ediyorsanız buna bir dur demenin vakti geldi. Bir çalışmada, çoğu denek daha az para kazanmanın eğer ki başkaları da aynı olacaksa kendileri için sorun olmadığını söylemişlerdir. Bu tür düşüncelere karşı dikkatli olun, sizi mutlu etmeyeceği gibi çok sık olmasa bile ters etkisi vardır.
Sonuç Olarak
Mükemmel bir mutluluk adına alışkanlıklarınızı değiştirmek kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden bir tanesidir. Ama aynı zamanda bu başka sebepten ötürü de önemlidir. Mutluluğunuzun kontrolünü ele almak çevrenizdeki herkesin de mutlu olmasını sağlar.
Yorumlar (0)