Bir çok patron için çok zorlu bir karar süreci aslında. Çalışanlarla duyguları paylaşmalı mı? Paylaşmamalı mı? Profesyonelliği nasıl etkiler, onların performansını nasıl etkiler bu paylaşımlar. Samimiyet oluşursa profesyonellik kaybolur mu? Evet, kafanızda deli sorular!
Bu konuda direkt bir tecrübe üzerinden ilerleyelim isterseniz. Jason Nazari, Comparably şirketinin kurucusu ve yöneticisi. Yaşadığı deneyimleri oldukça samimi bir şekilde paylaşmış ve gerçekten şaşırtıcı.
Yıllarca teknoloji şirketi yönetmiş biri olarak Nazari de milyon dolarlık sermayesi olan bir çok CEO gibi çalışanları ile çok profesyonel bir ilişki yürütmeye karar vermiş. Hatta yine bir çoğunun yaptığı gibi tıpkı kendisi gibi olan çalışanlarla yola çıkmayı tercih etmiş. Hem çalışma şekli hem hayata bakışı hem de aynı değer yargılarına sahip kişilerle. Tabi ki bu, çok büyük bir hata.
Şirketlerin duygulardan önce düştükleri hatalardan biri bu. Sadece kendileri gibi olan kişilerle çalışıyorlar veya çalışanlarını kendilerine benzetiyorlar. Aslında o çalışanı işe alma nedeni olan “farklılıklarını” yok ederek “farklı” şeyler yapmasını bekliyorlar. Herhangi bir başarılı takımı inceleyin. Bu takım başarılıdır çünkü çeşitlilik oldukça fazladır. Duyguları, tutkuları, deneyimleri ve hayata bakışları çeşitlidir. Farklılıklar aynı değer ve vizyon çevresinde birleştirildiği zaman “başarı” gelir!
Sonraki hata ise duygular. Sadece profesyonel bir ilişki kurmak ilk aşamada iyi olsa da kurulan bu ilişki bağların zayıf olmasına neden oluyor. Genelde tarafsız bir şekilde olanları konuşmak, geçmişi unutarak bir daha tekrarlanmamasını söylemek ve kişileri dinlemek işe yarıyor. Ama bir çok kişi üzerinde geçici bir etki bırakıyor.
Bu nedenle Nazari artık yaşananlardan ötürü duygularını gizlememeye başlıyor. “Yaptığınız x hatasından dolayı çok gerginim” veya “y başarısı beni gerçekten çok mutlu etti” gibi gerçek duygularını dışa vuran paylaşımlar yapmaya başlamış. “Bazı insanları beklentilerinizi paylaşarak yönlendiremeyebiliyorsunuz. Onlar kendi davranışlarından önce sizinle empati kurma ihtiyacı hissederler” diyor Nazari. Tam da bu nedenle gerçek duygularınızı açık ve net bir şekilde paylaşmanız gerekebiliyor.
Bunu ilk yaptığı zamanlarda Nazari çok zorlanmış. Çünkü bir çok patron gibi o da profesyonellikle duygularını karıştırmaması gerektiğini düşünüyormuş en başından beri. Fakat duygularını paylaştıkça bazı insanları harekete geçirmek için sadece “hedefler, amaçlar” yeterli olurken bazı insanlar için “duygusal bağ” çok daha etkili oluyor. Sizin patron olarak amacınız liderlik etmek ve koçluk yaparak çalışanlarınızı ileri taşımaksa eğer duygularınızı da açmayı öğrenmeli ve çalışanlarınızı daha yakından tanımalısınız.
Eğer takımınızın duygusal bağ kurduğunuz zaman yapabileceklerini bilseydiniz hemen bunu yapmaya başlardınız. Bu nedenle çok vakit kaybetmeden profesyonel ilişkinizin yanında bir de duygusal ilişki kurmaya başlayın.
Yorumlar (0)