Az arkadaşı olan her insanın zeki değildir belki ama zeki insanların diğer insanlara göre daha az arkadaşa sahip olduğu, kolayca gözlenebilir bir durum.
Londra Ekonomi Okulu’ndan psikolog Satoshi Kanazava ve Singapur İşletme Üniversitesi’nden psikolog Norman Li’nin yaptığı araştırmaların üç sonucu var:
- Nüfusun yoğunlukta olduğu bölgelerdeki insanlar, daha az mutlu hissediyor.
- Bu insanlar, mutlu hissedebilmek için çevrelerindekilerle daha çok iletişim kurma ihtiyacı duyuyorlar. İletişimin yakınlığı arttıkça, mutluluk da artıyor.
- Yüksek zekaya sahip kişilerin durumu ise önceki iki maddeyle uyum sağlamıyor.
İnsanların IQ’sü yükseldikçe, iletişim ihtiyacı düşüyor. Çünkü entelektüel kişiler, sosyalleştikleri zaman daha az mutlu oluyor.
Zeki insanları mutlu eden şey, iletişimin kendisi değil. Onlar daha çok önemli buldukları şeylere merak duyuyor.
Brooking Enstitüsü’nün araştırmacı ve ekonomik mutluluk uzmanı Carol Graham, zeki insanları mutlu eden şeyin uzun vadeli hedefler olduğunu düşünüyor. Sonuç odaklı yaşıyorlar.
Mesela kanser için ilaç üretmek isteyen bir doktor ya da harika bir kitap yazmayı planlayan bir yazar, genelde kendisini toplumdan izole eder. Sebebi çok basit, dikkatlerini dağıtmak istemiyorlar. Dikkatlerinin bozulması onları negatif olarak etkiliyor ve içsel dengelerini bozuyor.
Bunun sebebi, insanlık tarihinin derinliklerinde yatıyor
“Mutluluğun savan teorisi” adındaki teori, insanın sadece genlerden değil, aynı zamanda atalarımızın hatıralarından da oluştuğunu söylüyor. Avcı atalarımızın hayat tarzları, içsel mutluluğumuzla doğru orantılı.
Mutlu olma şeklimiz, bin yıllar önce yaşayan atalarımızınkiyle aynı.
Afrika savanlarında yaşayan insanlar, kişi başına bir kilometre karenin düştüğü küçük köylerde yaşarlardı ve sayıları 150’den fazla değildi. Vahşi ve tehlikeli dünyada yaşayabilmeleri için beraber kalmaları gerekiyordu.
Bugünün dünyasında, binlerce, milyonlarca insanın içinde yaşamak zorundayız. Teknoloji çağında yaşadığımız için, ihtiyaç duymadığımız birçok şey, hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmiş durumda. Buna ihtiyaç duyduğumuz insan sayısı da dahil.
Yani iki ayrı gerçekliği aynı anda yaşıyor gibiyiz. Bedenimiz bugünün dünyasında, zihnimiz ise hala savanlarda. Tabi ki bir çoğumuz. Hepimiz değil.
Daha zeki insanlar, bu evrime daha kolay adapte oluyor
Savanda yaşayan insanla, günümüz insanının arasındaki evrimsel farklılığın yarattığı boşluk, zeki insanların üstesinden gelebildiği bir durum. Bu sebeple, bu insanlar kendi kuralları ve kendi dünyaları içerisinde yaşamayı tercih ediyor. Yalnız kalmak, başka insanlara bağlı olmamak onları özgür kılıyor.
Kendi iç dünyalarıyla uyum içinde yaşayan insanlar, dış dünyayla iletişime her zaman ihtiyaç duymuyor.
Evrim tarihi ve insan psikolojisi, ne kadar ilginç ve ne kadar keyifli, öyle değil mi?
i m 1