Sosyal medyanın sektörler tarafından kullanımına baktığımızda en geriden gelenlerden biri de şüphesiz sağlık ve ilaç sektörüdür. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kuralların net hatlarla belirli olmaması kimi zaman cesareti kırıyor olabilir, bununla beraber sosyal medyanın doğduğu yer olan A.B.D.’de sağlık sektörünün nasıl bir profil çizdiğini öğrenmek bizi biraz rahatlatacaktır.
Araştırmanın sonuçlarına göre A.B.D.’deki 5.754 ruhsatlı hastanenin %21’i aktif olarak sosyal medyayı kullanıyor. Bu, her 5 hastaneden birinin Facebook, Twitter, Foursquare veya Youtube aracılığıyla tanıtım yapması ve potansiyel veya halihazırdaki hastalarıyla iletişim kurması demek. Sosyal medyada aktif hastanelerin % 87’sinin bir Facebook hayran sayfası mevcut. Hemen arkasından, % 77 ile lokasyon bazlı servis veren, bulunduğunuz yeri paylaşmak için “check in” yaptığınız ve sizden başka kimlerin orada olduğunu, daha önceki ziyaretlerinde nasıl yorumlar yaptıklarını görme imkanı veren Foursquare geliyor. Ardından, bu hastanelerin yaklaşık üçte ikisinin, gelecekteki organizasyonları hakkında bilgi vermek, hastalık tarama testleri konusunda halkı bilinçlendirmek ve cesaretlendirmek ve başka faydalı bilgiler vermek için kullandıkları Twitter geliyor.
Sağlık kurumlarının sosyal medya kullanımı sadece hastalarla iletişim kurmakla ve pazarlama aktiviteleriyle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda bu kanalları klinik araştırma işe alımları, hasta monitorizasyonu ve eğitim aktiviteleri için de kullanıyorlar.
Doktorlara gelince…
Bu araştırmaya katılan doktorların % 87’si sosyal medyayı kullandığını belirtirken, beklenenin üstünde bir çoğunluk (% 67) mesleki amaçla sosyal medyayı kullandığını ifade etmiş. Bu aşamada, AMA (Amerikan Tıp Birliği), hekimlere sosyal medyada özel ve profesyonel profillerini ayırma konusunda bazı telkinlerde bulunmakta. Özel hayatın işe karışması ve bazı özel bilgilerin korunması konusundaki riskler dolayısıyla, halihazırda kanun olarak kabul edilmiş uygulama şartları olmasa da, gerek sağlık kurumlarının, gerekse hekimlerin proaktif olarak, sosyal medyada kendi kabul ettikleri veya genel kabul görmüş politikalar dahilinde hareket etmeleri en iyisi.
Çarpıcı olanı, araştırmaya katılan ve sosyal medyayı aktif kullandıklarını ifade eden sağlık kurumlarının % 45’inin, kendi oluşturdukları bir sosyal medya politikası olmadığını belirtmiş olması.
Eğer bir sosyal medya politikası rehberi oluşturmaya başlayacaksanız, Cleveland Clinic’in uyguladığı kuralları inceleyebilir, daha çok örnek içinse buraya bakabilirsiniz. Yorum, öneri ve katkılarınız içinse aşağıdaki bölüm 24 saat sizlere açık.
Harika tespitler, bilgilendirme için teşekkür ederim