Bu acı gerçekleri ne kadar erken tanır ve anlarsanız, iyi bir girişimci olma yolunu o kadar hızlı kat edebilirsiniz. Sosyal ağlarda sürekli motive edici, güzel sözler paylaşan bir grup vardır. Onlardan biri şöyle bir söz paylaşmıştı: (Maalesef sözün sahibini hatırlamıyorum.)
‘Girişimcilik deliliktir, bir gün dünya etrafınızda dönüyor gibi hissederken öbür gün ölmek istersiniz.’
Dünya etrafınızda dönmez
Girişimcilik bu noktada biraz tehlikeli olabiliyor. Kontrolü elden bırakmayın. Bir şeyler yolunda gittiğinde, bir şeyler başardığınızda, ilk yatırımınızı aldığınızda, ürününüzü kullanan kullanıcı sayısı devasa bir büyüme gösterdiğinde, sizi hep reddeden o yatırımcı şimdi sizinle görüşmek istediğinde mutlaka egolar şişer. Ama unutmayın, her şey bir anda tepe taklak da olabilir. Evet, girişiminiz iyi bir yerlere gidiyor ve bu harika bir şey ancak bu her şeyin ‘size taptığı’ anlamına gelmiyor. Sakin olun ve işinize bakın.
Ürününüz, müşterilerinizin umrunda değil
Yani şimdilik. Çarpıcı bir başlık olsun istedim. Ürününüz, hedef kitlenizin isteklerini veya ihtiyaçlarını karşılamıyorsa henüz onların umrunda olmaz. ‘Ya sen yap, müşteri gelir.’ gibi fikirler genelde filmlerde çalışır. Bir ihtiyaç ve isteği tespit etmeniz ve bunu rasyonel şekilde analiz etmeniz gerekiyor. Zaten girişimcilik de biraz bu tip şeyleri amiyane tabiriyle ‘ince görmek’ meselesini becerme yeteneği değil mi?
Başarısız olabilirsin, sıkıntı yok
Burada kesin başarısız olacaksınız, şirketinizin esamesi okunmayacak gibi sertlikte bir şey söylemiyorum. Daha küçük başarısızlıklardan bahsediyorum. Belki de atmamanız gereken ve size maliyeti olacak adımlardan bahsediyorum. Pazarlamada yapacağınız bir hatanın satışlarınızı yavaşlatacağı, belki de bir süreliğine durduracağı, işe aldığınız müşteri temsilcilerinin beceriksizliğinden dolayı var olan müşterilerinizin kaybolacağı günler yaşayabilirsiniz. Ya da çok çabuk güvendiğiniz insanların projeleri yarım yamalak bırakarak paranızı alabileceğini göreceksiniz. Ya da büyük bir iş görüşmesi yaptıktan sonra, söylediğiniz yanlış bir söz ile o kişi telefonlarınıza bir daha çıkmayacak. Bunları yaşadığım için söylüyorum, bunlar sizi temelli başarısız yapmaz. Sadece bir şeyin ‘nasıl olmayacağını’ öğretmiş olacak.
Edison’un aklıma kazıdığım bir sözü var. Ampülü 10.000 denemenin ardından ancak çalıştırabilen Edison şöyle söylüyor:
‘Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10.000 yöntem öğrendim.’
Belki de asla milyonların olmayacak
İş hayatında ciddi başarılar sağlamak zaman alabiliyor. Aslında çok kısa sürede başarıya ulaştığını zannettiğimiz pek çok girişimin ardında yılların ve büyük risklerin yattığını biliyorum. Snapchat’i düşünün, Picaboo ismiyle Spiegel’in babasının odasında geliştirdiği bir okul projesi olan bu uygulamanın bugüne gelmesinin arkasında 4 yıl var. Ve ABD’nin en prestijli okullarından birini bırakma riski. Sonuç? 25 yaşında 2.1 milyar dolar servet. Peki bu olağan mı? Hayır. Google’ın, Facebook’un ve Yahoo’nun satın aldığı şirketler, milyar dolarlık exit’ler bu ekosistemde bir norm değil. Tavsiyem: Başarılı olmaya odaklanın, milyoner olmaya değil.
Yalnız olacaksınız
Özellikle yolun başında inanılmaz bir yalnızlık çekebilirsiniz. Bir ekibiniz olmayacak, sahip olduğunuz tek şey fikriniz ve buna olan inancınız olacak. Ve bir ekip kurmak için bu hayale ortak olacak insanları bulmak ve onları ikna etmek asla kolay olmayacak. Etrafınızdaki çok bilmişler sizi çok eleştirecek, fikirlerinizi aşağılayacak, arkadaşlarınız ve akrabalarınız size inanmayacak ve hatta daha da ileri gidecekler, belki de bazıları ile görüşmeyi keseceksiniz. Aileniz ‘kızım / oğlum KPSS’ye gir’ bile diyecek. Ve bunlara göğüs gererken gece uykularınız kaçacak. İnanın bu maddelerden en kötüsü bu.
‘Dünyadaki en berbat şey yalnız olmak değildir. Dünyadaki en berbat şey, etrafının seni yalnızlaştıran insanlarla dolu olmasıdır.’
Alışkanlıklar edinmek zorundasınız
Güzel bir araba sizi yolculuk etmeye motive edebilir. Ama sürekli olarak gaza basıp, doğru yerlerde vites atmazsanız gideceğiniz noktaya varamazsınız. Alışkanlıklar ve başka bir amiyane tabirle ‘gaza gelme’ buna çok benziyor. Bu yüzden çok hızlı bir şekilde girişimciliğinizi doğru yönde etkileyecek alışkanlıklar edinmeniz gerekiyor. Uyku düzeni, çalışma motivasyonu, insanları daha iyi tanıma gibi konularda kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. İnsanları iyi tanıma şunun için önemli: Bir girişimde işe alacağınız insanların en az sizin kadar doğru kişiler olması gerekir.
Başlangıçta yapılacak bir İK hatası ölümcül olabilir. Çalışma motivasyonu şunun için önemli: Çalışmayana ekmek yok. Nokta. Uyku düzeni şunun için önemli: Sağlıklı bir beyin ve sağlık bir vücut olmadan diğer ikisi var olamaz.
Eğer girişimcilik serüveninde bu başlıklarda karşılaştığınız olaylar olduysa lütfen yorum olarak bizimle paylaşın.
Selamlar,
23 yaşındayım, 17 yaşımdan beri iş hayatındayım. 3 yıldır kendi işimi yapıyorum ve toplam 3 ortaklık geçirdim. Hepsinde de ortağım olarak yaptığım işe dahil olan kişiler beni ve şirketi yarı yolda bıraktı.
Ne kadar trajiktir ki bu kadar çalışmayı sevmeme, her şeyimi işe vermeme rağmen hayat karşıma benzer özelliklere sahip bir ortak çıkarmadı. Şu sıralar bu konuda beni düşündüren şey ise her ortaklıkla beraber hevesler, istekler yenilenirken yine bu ortakların bitmesiyle birlikte heveslerin isteklerin istemsiz olarak durulması.
Bir uygulama veya internet projesi fikrim yok ancak çalışmayı çok seven bir karakterim var. Bu yazıyı bana yazdıran şey ise “yalnız olacaksınız” başlığı.
Evet yalnız olacağız, hep yalnızız zaten. Benim edindiğim tecrübe yalnızlığınızı bir ortakla değil(hele ki arkadaş çevrenizden her hangi birisiyle ortaklık asla yapmayın çünkü sonuç hepsinde aynı oluyor, işine gelmeyen nokta da sizi bulunduğunuz noktada bırakıp gidiyorlar.) oturttuğunuz güzel sisteme dahil edeceğiniz, çalışmayı seven, işe ihtiyacı olan sizinle uyumlu bir ekip kurarak güçlendirebilirsiniz.
Yıllardır girişimcilik, startuplar, dijital dünya ile ilgileniyor seminerlere gidiyor, iş adamlarıyla tanışmaya çalışıyorum. Kendi yakın ve biraz da uzak çevremde bu yaşlarda bu kadar çalışmayı seven, işine sarılan birisiyle tanışmadım henüz. Düşünmeye başladığım nokta ise bu kadar iş ve çalışma aşkıyla tutuşan bir genç girişimci olarak hayat benim karşıma doğru bağlantıları ne zaman çıkaracak?
Malum her insanın bir sabır taşı var :)
Dün son ortaklığımın da sonuna gelmiş birisinin klavyesinden çıkmış bir yazı olduğu için biraz sitem dolu bir yazı olmuş olabilir, okuyacak arkadaşlar içerisinden kendi işine yarayacak bilgileri alsınlar :)
Benden 7 yaş küçük biri olarak, olgun düşünce ve çalışkanlığın nedeniyle seni tebrik ederim Burak. Genç yaşına karşılık kendini iyi yetiştirmişsin. Ortaklık konusunda da 2 defa sorun yaşamana rağmen 3. kez ortak alman, yaptığın hatalardan ders almadığını düşündürüyor. Hatalar elbette yapılır ama bundan ders alıp tekrar etmemek gereklidir.
Bana da bu zamana kadar bir çok ortaklık teklifi geldi, hiç birini kabul etmedim. Amerika ‘da işler çalışma ve başarı odaklı yürüdüğü için büyük projelerde 2 ortağın olduğunu görüyoruz. Bu nedenle girişimcilere de “mutlaka bir ortağınız olsun” şeklinde tavsiyeler veriliyor. Üstelik bu tavsiyeleri verenler girişimciliğe dair duayen, ders veren nitelikteki isimler. Bu kişiler çoğu zaman Amerika ‘ya bakarak düşündükleri ve hareket ettikleri için Türkiye ‘deki girişimcilere de bu yönde tavsiyeler vererek hata yapıyorlar. Çünkü Türkiye ‘de işler Amerika ‘daki gibi yürümüyor.
Türkiye ‘de bir proje hayata geçirilene kadar çok güzel ortaklıklar kuruluyor fakat iş para kazanma aşamasına gelince sorunlar çıkıyor. Ben bu zamana kadar ortak yapılan işlerin hemen hemen hepsinin hüsran ile sonuçlandığını ya duydum yada şahit oldum. Taraflar bir noktadan sonra çalışma performansı, para gibi nedenler ile mutlaka sorunlar yaşıyor ve ortaklık sona eriyor.
Seninde yazında belirttiğin gibi bence bu noktadan sonra ortak arayışı içerisine girme. İşinde verimli olarak çalışacak kişiler ile büyümeye çalış.
Bu yazıda yazılan herşey benim başımdan geçti diyebilirim. Deneyimlerinde ortak olarak işe başladığım kişilerler herhangi bir şirket kurmadan ilerlemeye çalıştım. Bir çok ortağımda Beşeri ilişkiden kaynaklanan rahatlık, tanıdıklarına gereksiz güvenme, aç gözlülük, kolay para kazanma hırsı, ciddiyetsizlik, cinsel tatminsizlik, aşırı ego, din, gelenek, görenek örf ve adetlere bağnazlık, fakirlik, tutarsızlık, zengin olma içgüdüsü, işi bilmeden patron olma isteği, çıkarcılık gibi bir çok problemler vardı. Ortaklık demek çok beşeri ilişkiyi kapsayan bir şey, Türkiye’de malesef bu konuda bilinçli insanlar yok. Bu yüzde yapacağım her işte yanımdaki ortak tecrübesizse, işin başarılı olma ihtimali çok düşüyor. Ortaklık yaparken çıkarları kollayan ve senin gibi düşünen biri olması gerekli