140 karakterde haberleri takip etmek, 1-2 dakikadan uzun videolara dayanamamak, her yeni gelen e-posta ile yaptığınız işe ara vermek ya da çevrenizde olanlardan geri kalmamak için Facebook’u sürekli yenilemek… Bunlar internet çağının görünüşte sevimli duran, derinlerde ise büyük tahribat yaratan fenomenlerinden başlıcaları.
Bilim adamları gelişen sosyal medya araçları ve artan internet kullanımı ile beraber kullanıcıların değiştiğine inandığı üç ana noktaya eğiliyorlar: Aynı anda birkaç iş yapmak (multi-tasking), sosyal etkileşim ve odaklanma yeteneği.
Yapılan araştırmalara göre bundan 10 sene önce 12 dakikaya kadar varan ortalama odaklanma süremiz, bugünlerde 5 saniyeye inmiş durumda. Yani 5 saniye içinde dikkatinizi çekemeyen bir yazı ya da görüntüye ilginizi kaybediyorsunuz. Bunun yanında kullanıcılar sosyal anlamda da gerileme sergiliyor. Yapılan araştırmalara göre sosyal medya bağımlılarının ortalama yüzde 25’i arkadaşlarının isimlerini unutabiliyorlar.
En çok dikkat çekilen nokta ise sosyal medyanın dikkat bozukluğuna yol açıyor oluşu. Ortalama bir çalışan bir saat içinde 30-40 kez maillerini kontrol ediyor ve bu da her 1,5 dakikada bir mail kutumuza bakmak demek oluyor. Beynimiz karşısına çıkan her yeni olgu için beyni tekrar çalıştırdığından dolayı bu alışkanlıklar beynimize biz farkında olmadan zarar vermiş oluyor.
2009 yılında üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kullanıcıların yüzde 57’si sosyal medyanın kendilerini gösterebilecekleri ve dikkat çekebilecekleri bir yer olduğunu savunuyor. Ayrıca sosyal ağların hormonlarımızda olumlu değişimlere yol açtığı ve bizlerin de bu yüzden bağımlılığımızın arttığı düşünülüyor. Yani bir yandan mutlu ve başarılı olmaya çalışırken, bir yandan da beynimizde oluşan tahribata engel olamıyoruz.
Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için aşağıda infografiğe göz atabilirsiniz.
Yorumlar (1)