Televizyon izlerken ödev yaptığı için çocuğunu azarlayan anne ve babaların bir bildiği vardı. Çocuğunun dikkati dağılmasın, çocuğu ödevlerini düzgün yapsın ve derslerinde başarılı olsun istiyorlardı. Ödev ve televizyonu aynı anda idare eden çocuğunu azarlayan anne ve baba haklıydı. Çünkü aynı anda birkaç işi birden yapan kişilerin dikkatlerinin dağınık olduğu, hızlı düşünüp karar alamadıkları ve stresli oldukları çeşitli çalışmalarda kanıtlandı ve kanıtlanıyor. İçinde bulunduğumuz 2000’li yıllarda ise televizyondan ziyade, bilgisayar, cep telefonu ve sosyal medya araçları bizim dikkatimizi dağıtıyorlar ve artık ebeveynlerimiz bizi azarlamıyor.
Her gün maruz kaldığımız sosyal medya notifikasyonları inanılmaz boyutlarda. Bir de bunun yanında gün içinde elimiz telefona gitmeden bir işi bitirmemizin imkanı yok. Bir yandan önümüzdeki işe göz atıp, bir yandan Twitter’da güncel bir şey var mı diye bakıyoruz. Aynı anda bir sms geliyor ve yoğunlaşmış olduğumuz işten sonra geri dönmek üzere uzaklaşıyoruz. Bir saniye, Facebook’ta biri fotoğrafınızı yüklemiş. Mesajı bir kenara bırakıp Facebook’a girecekken, önünüzdeki işi bitirmeniz gerektiğini farkediyorsunuz. Bu saydıklarım sırasında belki de televizyonunuz açık ve finans piyasasını ya da son dakika haberlerini takip etmek zorundasınız. Sosyal medyayla bütünleşmiş bilgi toplumundaki tüketim alışkanlıkları sizi tüketiyor, farkında değilsiniz.
Hewlett-Packard’ın yaptığı çalışmaya göre e-posta ve telefon görüşmeleriyle dikkatleri dağılan çalışanların IQ’larındaki düşüş, marijuana içen kişilerinkine kıyasla iki kat fazla. Başka bir çalışmaya göre de aynı anda birçok işi birden yapmaya çalışan insanların hafızalarının zayıfladığı tespit edilmiş. Utah Üniversitesi’ndeki bir çalışmaya göre ise araba kullanırken cep telefonuyla konuşanların reaksiyon hızları, kanında yüzde 0,08 promil olan bir sürücüyle eş değermiş. Yani işin boyutları içinde bulunduğunuzda farkedemeyeceğiniz kadar kötü boyutlarda. Aynı anda birkaç işi yapmak, size zamandan kazanıyor hissiyatı verebilir ve hatta herşeye yetiştiğinizi düşünerek kendinizi bir kahraman gibi görebilirsiniz. Ancak bu yeni alışkanlıklarımızın etkisi bizi yerinde duramayan ve sürekli endişe halinde olan bireyler haline getiriyor.
Vizworld’ün hazırladığı aşağıdaki infografikte aynı anda birçok işi yapmak anlamına gelen “multitasking” üzerine ilginç notlarla karşılaşacaksınız. İnfografiğin en eğlenceli ve ilginç yeri ise son kısmı. Birçok işi aynı anda yapmaya çalışırken beyninizin aldığı şekli merak ediyorsanız doğru infografiğe bakıyorsunuz.
Dugmeyi kapatip koyumuze donelim o zaman :)
Bugun New York Times gazetesinin hafta sonu baskisinda var olan bilgilerin tumu, 1800lu yillarda yasayan bir Amerikali’nin hayati boyunca ogrenebilecegi bilgiye esitmis..
Hewlett-Packard’ın yaptığı çalışmaya gör e-posta ve telefon görüşmeleriyle dikkatleri dağılan çalışanların IQ’larındaki düşüş, marijuana içen kişilerinkine kıyasla iki kat fazla.
Utah Üniversitesi’ndeki bir çalışmaya göre ise araba kullanırken cep telefonuyla konuşanların reaksiyon hızları, kanında yüzde 0,08 promil olan bir sürücüyle eş değermiş.
Beni bu kısımlar etkiledi.
Her ne kadar sosyal medya ile multitasking* farklı değerlendirilmesi gereken kavramlar olsada multitasking bireyi geliştirir :D. Öte yandan sosyal medya da eğer sabahtan akşama kadar ağzınızda aynı sakızı çiğnerken facebook msn youtube üçlüsünde (şimdilerde birde twitter var dörtlümü desek acaba) zapping/sörf(ya da her ne derseniz) yapmadığınız takdirde günlük yaşamda kolaylık sağlar(yine kişiyi geliştirir.).
Bir IT uzmanı olarak multitaskingle ilgili şöyle bir cevap vermem gerekir:’87 doğumlu olduğuma göre 32bit ve cache i 8 olan işlemci ile 100 MB SCSI disk kullanarak aynı anda 1080p video oynatıp ,fizik motoru isteyen bir oyun açıp (diyelim ki battlefield 3) virus taraması vb. donanımı yoran uygulamalar çalıştırırsak ne olur? Cevabı IT alanındaki arkadaşlar biliyordur eminim.
Eğer siz zayıf donanım ile yapamıyacağınız işleri denerseniz hafıza kaybı da olur,dikkat dağınıklığı da olur her şey olur. Birey yetişirken suyundan vitamininden ne bileyim kalsiyumundan eksik kalmazsa 6 fiziksel çekirdekli canavar gibi biri olur multitaskingin kralı olur o insan.
Kendim hakkımda(gereksiz yorumları kesmek için) öss yi kazanıcak kadar zeki değilim açık öğretimde hala okuyorum ama bunları düşünemiyen ya da düşünüp de yazmayan bir isviçreli bilim adamından zekiyim :D.evet.Bilgisayarlardan anlamıyorum.(Ayrıca yazarkasaya ofis kurmamı isteyenler için )
Anne karnından başlayan çocukluk dönemlerimiz hayatlarımıza damgasını vurur. Çocuğun büyüme çağı doğru davranışları öğretmek için en önemli yıllardır.Bu yıllarda aile, okul ve çevre neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda düşünce ve davranış kalıpları yükler bizlere.Bu düşünce ve davranış kalıplarıyla yaparız hayat yolculuklarımızı.Karar vermek ve uygulamak konusunda neden se hep bağımlıyızdır etrafımızdakilere.Bir türlü bizi kendi halimize bırakmak istemezler,birey olmamızın önüne ne engeller çıkarırlar ailelerimiz. .Doğru rol modeller doğru davranışlar sergilenirse çocukluğumuzdan itibaren kendimiz olmayı öğrenir ve hayır diyebilirsek neyin ne kadarı bize yeterlidir kararını verebilecek yetiler kazanırsak, bizi etkileyecek ne varsa sınırlar koyarak “dur” diyebilmenin zevkinin tadına varabiliriz ancak ZARARLI ETKİLERE …
Geleceğimiz olan çocuklarımzın “BİREY ” olabilmesi yönünde cesaretlendirip ,doğru düşünce ve davranış alışkanlıkları kazandırmak için aile,toplum ve ülke olarak geç kalmanın dayanılmaz hafifliğinden kurtulup artık işin başına geçmenin zamanıdır.
“Başlamak için bekleme,hemen başla ,elindekilerle başla” A.HUXLEY
Ama yine de tüm bunları kişinin kapasitesine bağlarsak ve bir (Larry Page ‘i ve Mark Zuckerberg ‘ü örnek verirsek mesela, çünkü bunlar multitasking’in kralları bana göre) genel geçerli bir durum yok. Tamamen kişiye bağlı olan bir durum. Evet endişe verici ama eğer doğru yönetilirse bir o kadar da etkili bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz.
Yani @Engin sana aynen katılıyorum. Kendimden biliyorum, bi ara harbiden marijuana ile kafa bulmuş bir İnternet bağımlısı gibiydim, şimdi planlarımı yönetmeyi öğrenmeye başladım, artık eskisi kadar kafam karışık değil.