Ben Twitter‘a ilk 2009’un Temmuz ayında katılmışım; en azından Twitter profilim öyle söylüyor. İlk olarak kişisel bir günlük olarak kullandığım; kızdığım, üzüldüğüm, sevindiğim şeyleri yazmak için başvurduğum Twitter’ı sonralarda kullanma amacım çok değişti; nitekim bir sosyal ağ olarak Twitter da öyle…
2006’da kurulan Twitter, hatırlarsanız, ilk olarak “What’s happening?” diye sorarak 140 karakterlik sınırlamasıyla SMS’in yerini alma amacıyla yola çıkmıştı. O günden bu yana hem sosyal medya algısı ve sınırları değişti; hem de kullanıcı ihtiyaçları daha farklı yönlere kaydı. Dahası işin içine sosyal medya pazarlaması girdi; Twitter markalar ve şirketler için de olmazsa olmaz bir platform halini aldı.
Dolayısıyla SMS’in yerine geçmeye çalışan Twitter şimdi dünyada milyonlarca kişinin gündemi takip etmek, düşünce liderleriyle iletişime geçmek, duygu ve düşüncelerini paylaşmak, kendini ifade etmek gibi birçok farklı amaçla kullandığı bir sosyal ağa evrilmesinin yanı sıra milyon dolarlık dev bir şirkete dönüştü.
Şimdi her başarı hikayesi gibi Twitter da bu yolculuğunu bir belgesele dönüştürüyor. Medya dünyasına gerçek zaman odağını nasıl benimsettiğini bir belgesel haline getiren Twitter, bu videoyu ilk olarak Cannes Lions’da medya ve reklam sektörünün önde gelenlerine göstermeyi planlıyor.
Üstelik Twitter’ın reklam sektörünü avucuna alma çabalarının bir ürünü olarak da yorumlayabileceğimiz bu belgeselde yer alan isimlerin de genel kamuoyunun ilgisini çekecek şekilde seçildiği de gözümüzden kaçmıyor.
Aşağıda trailer’ını izleyebileceğiniz belgeselde Twitter’ın hikayesini bize aktaran isimler arasında “Breaking Bad”in Jesse Pinkman’i, “Bitch” repliğiyle akıllarımıza kazınan ünlü oyuncusu Aaron Paul yer alıyor. Ayrıca X Men ve Star Trek’in efsanevi oyuncusu Sir Patrick Stewart da belgeselde yer alan ağır toplardan.
Trailer’da da görebileceğiniz gibi belgesel daha çok Twitter’da yaratıcılığını kullanan profesyonellerin portresini çiziyor. Bu açıdan reklamcılara ve Cannes’da hazır bulunan dünyanın önde gelen ajanslarına “Twitter, yaratıcılığınızı gösterebileceğiniz en iyi platformdur” mesajını iletmeye çalışan sosyal ağın ayrıca belgeseli seyreden kişileri de festival sırasında kameraya alarak bunu da 30 dakikalık ayrı bir kısa film haline getireceği de söyleniyor.
Sonuç olarak 2006’dan beri evrilerek gelişen, benim örneğimde olduğu; belki sizin de başınıza geldiği gibi, kullanım alanlarını oldukça genişleyen Twitter artık markalar, reklamcılar, ajanslar için en güçlü platformlardan biri haline gelerek dijital pazarlamanın merkezine oturmuş durumda. Ee Twitter bu durumda da başarı hikayesiyle; yaptıklarıyla ve yapabilecekleriyle bir belgeseli olmasını hak etmiyor mu?
Yorumlar (0)