İyi kullanıldığında, sosyal medya çok faydalı bir alet kutusu. Bu yüzden, iyi kullananlara (bilerek tekrarladım) iş hayatında rekabet avantajı sağlıyor.
Kutuda şu aletler var:
Görünmezlik iksiri: İş hayatında bazen çok önemli insanlara ulaşabilmek gerekiyor. Bu büyük bir şirketin CEO’su, bir bakan, bir rektör olabilir. Ama bu insanların aşılması zor sekreterleri, korumaları ve çok önemli değilseniz size zaman ayırmalarını engelleyen yoğun bir programları var. İşte onları bu yoğun gündemlerinde daha az önemli konulardan koruyan kişilere görünmez olup, odalarına sızıp, ekranlarına ulaşmak için çok güçlü bir aracınız var: Twitter mention’ı.
Ne kadar önemli, ne kadar yoğun olursa olsun, birinin hesabını mention ettiğinizde, mesajınızı ona okutmak artık çok kolay.
#blogfırtınası 3. gün: Düşünceleriniz için erişim garantisi, üstelik ücretsiz. http://t.co/tSdd69DSiA Sayın @memetsimsek, adınız geçiyor
— Ekim Nazım Kaya (@ekimnazimkaya) 3 Aralık 2013
Elek: Okuduğunuz her metin, farkında olmadan birikiminize katkıda bulunuyor. Klasikleri okumamış bir nesil için en azından günceli takip etmek önemli. Ve doğru kişileri takip ediyorsanız, onlar en değerli içerikleri tekrarlaya tekrarlaya size ulaştırıyorlar. Kendi sektörünüzden en az 100 değerli kişiyi takip ediyorsanız, en azından önemli gelişmeleri eleyerek size ileteceklerinden emin olabilirsiniz. (Ama asıl fark yaratacak olanları kendilerine saklayabilirler, dikkat)
Kıyafet: Yazdığınız her şey, iyi ya da kötü, insanlar üzerindeki algınıza katkıda bulunuyor. Karakterinizi yansıtıyor. Takım elbise giyenle, özensiz giyen biri arasındaki algı farkı gibi, söylediklerinizle hemen bir yere yerleştiriliyorsunuz. (Bu yüzden iki düşünüp, bir yazmakta fayda var.)
Merdiven: Sizi takip eden değerli isimlerin sayısı arttıkça, merdiven etkisini görüyorsunuz. Yazdıklarınızı paylaşıyor ve başka değerli insanların da gündemine girmenizi sağlıyorlar. Onların kredibilitesi ile, zamanla üst basamaklara tırmanabilirsiniz. Yüzbinlerce takipçiniz olmayabilir, ama yüzbinler tarafından takip edilen takipçileriniz olabilir. Kanaat önderlerinin gündemine girmek, kanaat önderi olmaya eşdeğer olabilir.
Büyüteç: Sokakta, medyada karşınıza çıkması mümkün olmayan bir gelişmeye yakından bakmanızı sağlıyor. Bir ayrıntı yakalayıp incelerseniz, bir buluş yapmanız bile olası!
Olta: Bir tweet ile, denize bir fikir atıyorsunuz. ‘Böyle düşünen bir insanın düşünce dünyasında acaba neler var?’ merakını yaratıp, oltanıza (iyi anlamda) farklı insanlar takıyorsunuz.
Mancınık: Bir blog yazısı yazıp tweetleyerek, mancınığa bir taş koymuş oluyorsunuz. Nereye düşüp ne etki yaratacağını bilemezsiniz. Ama geçerli olduğunu düşündüğüm şu oranlar sizi tatmin edebilir: 1 kişi FAV’lamışsa 10 kişi beğenmiş, 1 kişi RT’lemişse 20 kişi RT’lemeye değer bulmuş, ama yapmamıştır. Tüm takipçilerinizi tek bir taşla bir kerede vurduğunuzu düşünmeyin, aynı taşı mutlaka hem sabah, hem akşam atın.
Klavye: İnternetsiz bilgisayar, penceresiz ev gibi. Sosyal medyasız internet ise, içinde zaman öldürdüğünüz, boş bir ev. Sosyal medya, o eve klavye koymak demek. Mouse tüketim, klavye üretim aracı. Klavyeyle ürettiğiniz bir yayın, bir kitap, bir persona olabilir. Teorik olarak, o evden hiç çıkmadan milyonlara ulaşıp, milyonlar kazanabilirsiniz. Sosyal medyayı üretmenin en kolay ve etkin yolu haline getirebilirsiniz.
Kutudaki tüm bu aletlere rağmen mesajınızın ilgi çekici ve cazip , vaadinizin anlamlı olması gerekliliği hala geçerli. Ve üçüncü kez yazıyorum, bu alet çantasını iyi kullanmak gerekiyor. Stratejiniz yoksa, farkında olmadan, 1 söyleyip, insanların 10 anlamasına yol açabilirsiniz. Ve o 10’un içinde saklamak istedikleriniz (zayıflıklarınız, aptallıklarınız, duyarsızlıklarınız, izana aykırı yanlarınız) olabilir.
Yorumlar (0)