Birkaç saat uykuyla gün boyunca ayakta kalabilmek iş dünyasında çoğu zaman böbürlenilecek bir şeymiş gibi görülür. Özellikle girişimciler, sahibi oldukları şirketin refahı adına uykularından sıkça feragat ediyorlar.
Inc. dergisinin yakın zamanda 500 CEO üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, bu kişilerin yüzde 48’i altı saatten az gece uykusu aldıklarını, yüzde 85’inin ise günde on saat ve uzun çalıştıklarını belirtiyorlar. Bu yüzde 48 için daha şimdiden üzücü bir haberimiz var: Uykusuzluk, size şişmiş gözlerden daha fazlasına mal olabilir!
Şimdiye kadar yapılmış birçok araştırma uykusuz kalmanın, konsantrasyonu bozmasından tutun, karar verme becerisinden hafızaya kadar birçok şey üzerinde olumsuz etkileri olduğunu zaten ortaya çıkarmıştı. Bunların yanında asabiyet, depresyon ve tansiyon ile bazı kanser türlerine olan eğilimi artırmak gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açan uykusuzluk hakkında bir de kurumsal uyku danışmanı James Maas’ın diyeceklerini dinleyelim: “İş yerinde gördüğünüz ve size sadece altı saat uykuyla ayakta durduğunu söyleyip böbürlenen maço tipler, bedenen aslında dökülüyor ve işin kötüsü, bunun farkında bile değiller.”
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi de tıpkı Inc.’in araştırmasına yakın bir sonuçla, çalışanların yüzde 30’unun gece altı saatten az uyuduğunu ortaya çıkarmış ve yine bir başka araştırmaya göre uykusuzluk, ABD işletmelerinin veriminde her yıl 63.2 milyar dolarlık düşmeye mal oluyor.
Bütün bu veriler ortada olunca, işverenlerin hem kendileri hem de çalışanları için bir uyku optimizasyonuna gitmek zorunda hissetmeleri herhalde şaşırtıcı olmaz. Google, Huffington Post, Zappos gibi birçokları bugün çalışanlarının kritik zamanlarda şekerlemeler yapabilmesi için bünyelerinde uyku odaları barındırıyor. Günde on saat uyusak bile öğle yemeğinden sonra hepimizin üzerine bir ağırlık çöktüğünü düşünürsek bu gerçekten de mantıklı. Öğlen yirmi hatta on dakikalık kısa bir uyku bile bitkinliği minimuma indirerek size dört saate kadar daha sürdürebileceğiniz bir tetikte olma hali sağlayabiliyor.
Bu yöntemler sadece iş yerleri için geçerli değil. 2011 yılında Stanford Üniversitesi’nin basketbol takımı üzerinde yapılan bir araştırma, gece uykusu 10 saate çıkarılınca bu taktiğin takımın reflekslerini, hızını ve moralini yükseltmekle kalmadığını, bunun yanında bir de üçlük isabet başarısında da yüzde on oranında artış görüldüğünü ortaya çıkarmış. İşiniz için en kilit konuda, sadece gözlerinizi kapatarak yüzde 10 daha fazla verim elde ettiğinizi bir düşünsenize!
Uyku Yanlısı Bir Kültür Nasıl Oluşturulur?
-E-mailleri tadında bırakın. Beyaz yakalı işçilerin yaklaşık yüzde 60’ı, günde 13 saatten fazla süre iş için ekranına bakmak zorunda oldukları akıllı telefonları kullanıyorlar. Bu telefonlardan gece yarılarına kadar kontrol edilen mailler hiç olmadık bir saatte beyne “tetikte kal” mesajı gönderiyor. Yöneticiler, iş yerinde uykuya olan imajı değiştirebilmek adına, bu gece fermanlarını azaltabilir, ya da en azından geceye kalan mailler olduğunda bunlara hemen o anda bir cevap beklemediklerini çalışanlarının bilmesini sağlayabilirler.
-Farklı stillere saygılı olun. Bilim adamlarına göre herkesin belli bir biyolojik saati ve uyku tercihi vardır. Erkenciler gececilerden bir ya da birkaç saat daha erken kalkarlar. Bu tip farklı eğilimleri anlamak, gececilerden birini sabahın erken saatinde bir sunum için görevlendirmemek mesela, ya da gerekirse çalışma saatlerini esnek tutmak, ekibinizin en verimli olduğu saatlere aşina olmanızı sağlar ve bunun faydaları takdir edersiniz ki tartışılmaz.
-Işıkları değiştirin. Işığın, özellikle kısa dalgalı mavi ışığın, biyolojik saatimizi düzenli tutmadaki rolü büyük. Mavi tonlu beyaz ışıkları ofisinize sokmak çalışanlardan alacağınız verimi artırabilir. Tabii bu durumda söylemek bile abes, gece bu ışıklardan uzak durun. Zira uzmanlar uyumadan en az bir saat önce, uyku hormonumuz olan melatoninin salgılanmasında bir numaralı role sahip televizyon, bilgisayar ve telefon gibi bu ışık kaynaklarından uzak durmamızı öneriyor.
geçekten az uyku insanı insanı çok kötü etkiliyor, bunu özellikle üniversite öğrencileri sınav dönemlerinde, genelde sabahlayarak yapmaktalar ve sınavdan bir süre sonra “ya ben bu soruyu biliyordum nasıl yapmadım hatırlayamadım gibi diyalogların ortaya çıkmasının, sebeplerini gerçekten güzel belirtmişsiniz.
Çok faydalı bilgi ama bu durum ülkeler arası farklılar gösterebilir. Burada yazan kurallar Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa bunlarla beraber İskandinav ülkelerinde rahatlıkla uygulanabilirken, maalesef bizim ülkemizde mesai çalıştırıp, ücretini bile vermeyen patronlardan bu tarz davranışlar, kurallar beklemek büyük hata olur.
Kendi kendimize yapabileceğimiz en iyi kısım ise, “ışıkları değiştirin” kısmının son 2 satırı. Bunu yapmak zor değil ama ne yapacağım diyenlerin kitap okuması tavsiye olunur.
Hacklemeye gerek yok, istedikten sonra :)