Doğru insanı bulmak, tüketim çağının en büyük nimetlerinden biri. Beraber olduğunuz her saniye, birbirinizi yemekle birbiriniz için yaratıldığını düşünmek arasında gidip geldiğiniz, tatlı ekşi bir yolculuğu yaşarsınız. Tabi bu süreçte kendinden ödün verebilmek de çok önemli, çünkü bilimin de kanıtladığı kesin bir şey varsa, o da birlikteliğin insanı çok değiştirdiği. Şimdi biraz bu değişikliklere bakalım.
1. Partneriniz ve sizin aranızda özel bir dil oluşur.
Kelimelerin anlamlarının dışına taştığı, sadece ikinizin anlayacağı bir dil oluşmaya başlar. Bu dil, partneriniz ve sizin aranızdaki uyumu artırır. Teksas Üniversitesi profesörü Rober Hooper’ın da dediğine göre bu gizli dil iki noktayı geliştiriyor: Aranızdaki bağ güçleniyor, ilişkinizin kendine has, özel bir kimlik edinmesini sağlıyor.
Ohio Devlet Üniversitesi profesörü Carol Bruess, bu özel dilin birbirinize taktığınız lakaplardan şakalara kadar birçok şeyi barındırdığını söylüyor. Bu tarz kelimeleri kullanmak, aynı zamanda ilişkinizden ne kadar memnun olduğunuzun da göstergesi. Yani ne kadar özel kelime kullanırsanız, o kadar mutlusunuz demek oluyor.
2. Kendinizi kontrol etmeyi bırakıyorsunuz.
Normalde diğer insanlarlayken kendi hareketlerinizi daha da kontrol altında tutarsınız. Yakın arkadaşlarınız olsun, aileniz olsun hep böyledir. Ancak partnerinizle uzun soluklu bir ilişki yaşıyorsanız, tamamen doğal halinize bürünürsünüz. Kaliforniya Üniversitesi psikoloğu Daniel Kahneman’ın da dediğine göre, kişi birine bir şey söylemek istediğinde ilk etapta daha dikkatli davranır. Beraber geçirdiğiniz birkaç yılın ardından, bu kontrol durumu ortadan kaybolur ve en doğal halinize bürünürsünüz.
3. Birbirinize benzemeye başlarsınız.
Bu çalışma 1987’de Robert Zajonc’un çiftlerin neden birbirine benzediğiyle alakalı yaptığı çalışmalara dayanıyor. Paylaşımlı koordine yapı denilen bu benzerlik, bireylerin zaman içerisinde jest ve mimiklerinin birbirine uyum sağlamaya başladığı, davranış ve konuşma şeklimizin de gitgide artan benzerlikler kaydettiğini söylüyor.
4. Tonlamanız da benzeşmeye başlıyor.
Zaman içerisinde sesinizi kullanma şekliniz, konuşma tarzınız da benziyor. Duygusal benzeşme denen bu durum, birlikte yeterince zaman geçiren çiftlerin birbirlerinin konuşmalarını kopyalamaya başladığını söylüyor. Jestten mimiğe, tonlamadan aksana, birçok şey aynılaşmaya başlıyor.
2010’da yapılan bir araştırmada, çiftlerin birbirilerine attıkları mesajlar kontrol ediliyor. Dil yapısının ne kadar birbirine benzediği ortaya çıkıyor. Bu durum aylar süren ilişkiler için de geçerli.
5. Kimsenin komik bulmayacağı ama size çok komik gelen şakalar yapıyorsunuz.
2007’de yapılan bir araştırma, çiftlerin birbirlerinin davranışlarını kopyaladıklarını söylüyor. Bunlara paralel olarak oluşan geçmişiniz, tüm konuşmalarınıza yansıyor ve yapılan şakalara sadece siz ve partneriniz gülüyor. Zaten bu kadar güzel bir ilişki yaşıyorsanız, bir başkasının gülmesine de gerek yok.
Kısacası, uzun ilişkilerde değişim olumlu yönde ilerliyor. İyi bir ilişki, iyi bir ekip olmaktan geçiyor.
Yorumlar (0)