Usta reklamcılar, genç reklamcılara şunu söyler: İyi bir reklamcının ilk olarak kendini satmayı bilmesi gerekir. Nedeni ise basit; reklamcı olduğunu söyleyen bir kişi, işverenin kendisini işe alması konusunda onu ikna edemiyorsa, tüketiciye pazarlamaya çalıştığı ürünü satması da imkânsızdır. Hikâyemizin başkahramanı Lukas Yla da bu söze kulak asmışa benziyor.
Litvanyalı pazarlama uzmanı Lukas Lya, Amerika’da işe girmek için sıra dışı bir strateji uyguladı. Hedefinde ise dünyanın en iyi 10 reklam şirketi ve 30 teknoloji şirketi vardı. Lya şirketlerin dikkatini viral kampanya, uygulama ya da afili bir portfolyoyla çekmek yerine çörekle çekti.
Lya, gittiği şirketlere Mr. Holmes Bakehouse’tan gelen yemek kuryesi olduğunu belirtti ve yetkili kişilere tatlı çörek sipariş ettiğini söyledi. Kutu kapağının içine de CV’sini yerleştirdi.
Kapak açıldığında karşılaşılan notta ise şöyle yazıyor:
“CV’lerin çoğunun sonu çöplüktür. Benimkisi ise sizin mideniz.
Merhaba,
Bu teslimat yanlış kişiye yapılmadı. CV’min size bizzat ulaştığından emin olmak için Postmates kuryesiymiş gibi davrandım.”Mektubun gerisinde de şöyle bir not var: “Size gösterişli bir tanıtım gibi görünebilir, ancak birçok reklam kampanyası gibi bu da buz dağının görünen kısmı. Bu, size ulaşana kadar birçok tekrarın ardından net bir şekilde hazırlanmış bir fikir. Rekabet ortamını, hedef kitlemin sıkıntılı noktalarını ve ulaştırmak istediğim mesajı inceleyerek SWOT analizini gerçekleştirdim. Kampanyayı hazırlamamın ardından, farklı büyüklükteki ve hedef kitledeki şirketlere A/B testi uyguladım. Offline dönüşleri ölçmek için özel bir URL kullandım ve bu sayede kampanyanın ROI ölçüsünü maksimuma çıkardım.”
Lya’ya asıl dönüş ise genellikle teknoloji şirketlerinden olmuş. Getirdiği paketlerin Grey ya da BBDO gibi şirketlerin yetkililerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda pek emin değil, çünkü kendisinin bizzat paketi teslim etmesine izin verilmemiş. Resepsiyona bırakabilmiş.
Lya, bu dahiyane fikri uygulamak için 40’tan fazla paket hazırlamış. Sonuç? Şu ana kadar 10 görüşme gerçekleştirmiş. Bazılarında süreç hala devam ediyor. Geri dönüş oranıysa %25. Bu Lya’nın elde ettiği sonucun e-mail ile dönüş alma ihtimalinden 10 kat daha fazla demek oluyor.
Tatlı çöreğin soğuk bir e-mail ya da sıradan bir kağıt parçasından daha iyi bir seçenek olduğu bir gerçek; ancak Lya’nın planının tamamı dahiyane.
Yorumlar (0)