Geçtiğimiz günlerde YouTube ve dolayısıyla Google karşı başlatılan reklam savaşından söz etmiştim. Dünya çapında büyük ses getiren bu olayın başlangıç noktası, Avrupa merkezli, dünyanın en büyük reklam ajanslarından Havas’ın, İngiltere’deki markaları için Google ve YouTube reklamlarını durdurma kararı almasıydı. Bunun temel nedeni, markaların reklamlarının terörü destekleyen içeriklerle bir arada yer alması ve yetkili şirketlerin bunun önüne geçememesiydi.
İlk bakışta bu olayın rastlantılar zinciri olarak gelişmiş olabileceğini düşünüyordum fakat işin aslı pek de öyle değilmiş. Adage’in haberine göre, bu işin arkasında eski bir reklamcı olan Eric Feinberg varmış.
Bir komplo teorisi gibi düşünmeyin. Eric Feinberg, markaların ve ajansların harekete geçmesine neden olan kişi. Terör ve nefret söylemi yayan içerikleri araştırmak üzere aylarca çalışan Eric Feinberg, sonunda bu tür içeriklerin tespit edilmesini sağlayan bir yöntem geliştirmeyi başarmış. Bu yöntemi geliştirirken bir çok marka reklamını terör ve nefret söylemleriyle bir arada görünce bunları da markalara iletmekten geri kalmamış. Sonuç olarak markalar harekete geçmiş ve şirketleri bu alanda önlemler almaya zorlamışlar bildiğiniz gibi.
Eski bir reklamcı olan Eric Feinberg, bunu yapmasının nedenini şöyle açıklıyor: “Ben eski bir reklamcıyım ve bunu reklamcılık endüstrisi için yapıyorum.” Oldukça masum bir açıklama.
Feinberg geliştirdiği ve patentini aldığı teknolojiyi şu anda Google gibi dev şirketlere satmaya çalışıyor. Böylece bu şirketler nefret ve terör söylemi yayan içerikleri tespit edebilecek ve bu içeriklerle beraber reklamların görüntülenmesini engelleyebilecek (belki bu içerikleri komple engelleyebilecek) böylece daha temiz bir internet ve daha temiz bir reklam mecrası oluşacak.
Eric Feinberg’in geliştirdiği yöntem çok basitçe açıklayacak olursak, özellikle videoların içeriklerini analiz ediyor ve veri tabanında bulunan onbinlerce farklı nefret ve terör söylemi ile eşleşen söylemleri tespit ederek o içeriği nefret veya terör içeriği diye etiketliyor.
Google gibi servislerin pek aşina olmadığı kadar çok farklı kelime ve cümle yapılarının veritabanında olduğunu belirten Eric Feinberg, “benim patentimi ihlal etmeden bu soruna çözüm üretebileceklerinden şüpheliyim” diyor. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilişkin daha farklı açıklamalar ve gelişmeler göreceğimize eminim. Bakalım bu işin sonu nereye varacak.
Konuyla ilgili bir açıklama da Google’dan geldi. İngiltere yöneticilerinden Ronan Harris’in 17 Mart 2017 tarihinde Google Avrupa resmi blogunda yer alan açıklamasını aşağıda bulabilirsiniz:
“Kurulduğumuz günden bu yana Google’daki misyonumuz bilginin evrensel olarak erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmek oldu. Web’deki fikir ve ifade özgürlüğüne, ifade edilen görüşlerle aynı fikirde olmadığımız zamanlarda bile kesinlikle inanıyoruz.
Bununla birlikte, Google reklamlarının nerede görüntüleneceğini tanımlayan katı politikalara duyulan ihtiyacın da farkındayız. Bu politikaların amacı reklamların, nefret dolu konuşmalar, rahatsız edici veya saldırgan içerikli sayfalarda ya da videolarda görüntülenmesini yasaklamaktır. Söz konusu politikalarımız durumların büyük çoğunluğunda, amaçlandığı gibi çalışmaktadır. Kötü reklamcılık uygulamalarını engellemek için her yıl milyonlarca dolar yatırım yapıyor ve binlerce kişi istihdam ediyoruz. Sadece geçtiğimiz yıl içerisinde 2 milyar kötü reklamı sistemimizden, 100.000’in üzerinde yayıncıyı ise AdSense programımızdan çıkararak 300 milyondan fazla YouTube videosunda reklam yayınlanmasını engelledik.
Bununla birlikte, ağımızdaki milyonlarca site ve YouTube’a bir dakika içerisinde yüklenen 400 saatlik video söz konusu olduğunda, her zaman hatasız olamadığımızın da farkındayız. Toplamın çok sınırlı bir yüzdesinin söz konusu bazı durumlarda, para kazanma politikalarımızı ihlal eden içeriklerde de reklamlarımız görüntülenebiliyor. Böyle durumlarda ilgili reklamı derhal kaldırıyoruz, ancak daha fazlasını yapabileceğimizi ve yapmamız gerektiğini de biliyoruz.
Reklamverenlerimiz ve ajanslarımızın, reklamlarının tartışmalı içeriklerde gösterilmesini engellemeye yönelik olarak daha basit ve daha sağlam yollar sağlayabileceğimize dair görüşlerini net bir şekilde anlamış bulunuyoruz. Halihazırda k, reklamlarının nerede görüntüleneceğini kontrol etmelerine imkan tanıyan (konu ve kategori istisnaları gibi) geniş çeşitlilikte araçlar sunmakla birlikte, çok az sayıdaki uygunsuz şekilde para kazandıran video ve içeriğin belirlenmesi konusunda ortaya daha iyi bir iş çıkarabiliriz. Bu çerçevede reklam politikalarımız ve marka kontrolümüzle ilgili kapsamlı bir incelemeye başladık ve önümüzdeki haftalarda markaların YouTube ve Google Görüntülü Reklam Ağı’nda reklamlarının nerede görüneceğini daha fazla kontrol altına almalarını sağlamaya yönelik değişiklikler yapacağız.
Hizmetlerimizi hem başarılı hem de güvenli bir şekilde kullanabilmeleri için yayıncılarla, reklamverenler ve ajanslarla birlikte çalışarak bu sorunları çözme ve daimi güvenlerini kazanma konusunda kararlıyız.”
Yorumlar (0)