İnternet bağlantınız koptuğu zaman ne yapıyorsunuz? Aslında bu soruyu sadece modeminizin bozulması, taşınma işlemleri nedeniyle evinize henüz internet bağlattıramamış olmanız ya da ağır hava koşulları nedeniyle interneteerişememe gibi geçici durumlar için sormayı planlıyordum, ta ki ülkemizin gündemine oturan özgürlüğün son kullanma tarihi yani 22 Ağustos ile ilgili haberleri görene kadar.
12 Nisan 1993…Bu tarihin Türkiye’de ilk kez internet kullanılmaya başlandığı tarih olduğunu biliyorsunuz. Bir de ondan önceki hayatı düşünün. Siyah-beyaz ekrandan renkli ekrana geçildiği dönemler ve televizyondaki haber ya da filmlerin ağızdan ağıza paylaşıldığı yıllar, evlerin başköşesini süsleyen televizyonun günlük hayatın vazgeçilmesi olma yolunda hızlı ve emin adımlarla ilerlemesi ve televizyonsuz bir hayatın düşünülemez hale gelmesi. İnternetin hayatımızın bir parçası haline gelmesiyle, aslında vazgeçilmez olan alışkanlıklarımızın yeniliklerle beraber değişebildiğini gördük. Özellikle seksenlerin sonunda dünyaya gelen kuşak –ki arada kalan kuşak da diyebiliriz- her iki evreyi de yaşadı. Ancak milenyum çağında doğan çocuklar teknolojinin ve internetin olmamasının ne demek olduğunu bilmiyorlar. Hoş ya bugüne kadar da bilmeleri gerekmiyordu.
Felaket senaryoları türetmeden önce internetinizin geçici olarak olmadığı durumlarda yaptıklarımıza bir göz atalım. Bağlantınız koptuğu an –özellikle de bir şey indiriyorsanız-sanırım sinirlenirsiniz. Akabinde modem açma-kapama, internet bağlantısını yenileme yollarını dener, hala bağlantının olmadığını anlayınca da daha çok sinirlenip, internetin bir an önce düzelmesini dilersiniz. Bu süreçte de televizyon seyretme, kitap okuma, ertelediğiniz işleri yapma, müzik dinleme, ev temizleme, uzun zamandır aramayı unuttuğunuz kişileri arama, oyun oynama vs. gibi şeyler ile kendinizi meşgul tutmaya çalışırsınız. Belirttiğim gibi geçici bir sorun olduğu için er ya da geç bağlantınız geri geleceğinden mutlu bir şekilde internette işlerinizi yapmaya devam edersiniz.
22 Ağustos’ta uygulamaya girecek olan “internetin güvenli kullanımına ilişkin usul ve esaslar” en azından internet bağlantısını koparmıyor diyerek kendinizi avutuyorsanız bir kez daha düşünün derim. Çünkü bundan sonra sizin internet bağlantınız diye bir şey yok! BTK’nın “uygun” gördüğü internet sitelerine girebileceğiz. Hali hazırda internet sansüründe 17. sırada yerimizi almış ve göze batan bir ülke haline gelerek Çin, İran ile kıyaslanmaya başlamışken bizi bekleyen tehlikeye dur demek için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Elbette Twitter üzerinden örgütlenmek, basında yer alan haberleri dikkatlice ve altında yatan önemli noktaları irdeleyerek okumak, hassasiyeti göstermek açısından önemli ancak Malcolm Gladwell’in “Küçük değişim-devrim neden tweetlenmeyecek?” adlı makalesinde de belirttiği gibi devrim internet üzerinden gerçekleşmez, devrim sokakta olur : “…çünkü internetteki insanları tanımayız ve kimse tanımadığı insanlar için, onlarla birlikte risk almak istemez.”
Ses çıkarmamanın boyun eğmek olduğunu bilen ve çorbada benim de tuzum olsun diyen bilinçli bireyleri ‘İnternet’te Sansüre Karşı Ortak Platform Deklarasyonu’ imzalamak üzere buraya ve buraya davet ediyorum.
Ben daha fazlasını yapmak istiyorum ya da bunu neden yapmalıyım diyenlerin de daha fazla bilgi edinmeleri için: https://sosyalmedya.co/22-agustos-icin-yuruyelim/
Cok guzel bir yazi eline saglik..
Dijital ortamlar sadece araci konumunda varardir..
Ete kemige burunemeyen hic bir dusunce etki yaratmaz..
Çok güzel bir noktadan yaklaşmışsın Denizcim, ellerine sağlık.