İçerik pazarlama stratejisinde popüler olarak kullanılan listelerin bize nasıl zarar verdiğine dair bilimsel açıklamalar içeren bir listeye hoş geldiniz!
Listeler web içeriği dünyasında büyük bir iş. 2014 yılında listeler 1 numaralı en çok paylaşılan makale türü olduğunu kanıtladı, her biri sosyal olarak ortalama ayda 21.000 kez paylaşıldı. Ülkemizde de çoğu yayıncı bu listelerin çekiciliğine kapıldı.
Yine de listeler uzun zamandır varlığını sürdürmekteydi (Bkz: on emir) gazeteciliği tüketmenin en büyük yollarından biri olmaya başlamışlardı, en ciddi konular hakkında bile ( Bkz: Suriye hakkında sormaya çok utandığınız 9 soru). Ve iyi ya da kötü onların nüans yoksunluğu bizim anlayışımızı kısıtlıyor olabilir.
Aşağıda tamamen ironik olmayan ve 5 sebepten oluşan bir liste göreceksiniz.
- Listeler beynimizi zor bir işten kurtarıyor
Beyinlerimizin neden listeler gibi “atıştırmalık” ya da kolayca sindirilebilen içeriklere doğru çekildiğini görmek çok zor değil. Numaralandıkları için açıkça aşağı yukarı bir listeye ne kadar vakit ve enerji harcayacağımızı biliyoruz. The New Yorker’ın ortaya koyduğuna göre okumaya başlamadan önce kavramsallıştırma, kategorize etme ve analiz etmenin zihinsel ağır yükünü taşımak, bir demet karalahanayı çiğnemek yerine bir yeşil sebze suyunu yudumlamaya benziyor. Daha uzun ve daha iddialı bir bilgiyle karşılaştığında, beyinlerimiz çabucak o bilgiyi mekânsal olarak sınıflandırmaya başlıyor ve bu esnada işleme tabi tutarak depoluyor. Listeler bu işi bizim için çoktan yapmış oluyor, böylece beynimizi bu zor işten kurtarıyor.
- Bizim dikkat dağınıklığımızı besliyor
İnternet kullanıcıları standart bir web sayfasının yüzde 28’i kadarını okuyor. Bazı çalışmalar ortalama dikkat süresinin sadece 2.8 dakika olduğunu söylüyor. The National Center for Biotechnology Information ise bu konuda biraz daha cömert 2013 yılında yapılan bir hesaplamaya göre bir sonraki şeye dikkatimiz kaymadan önce 8 dakikamız var ( japon balığı için bu rakam 1 dakikadan az ve bu arada 2000 yılında bu rakam 12 dakikadan aşağı inmişti.)
Listeler bizim dikkat dağınıklığına olan eğilimimizin küçük bilgi parçalarını gruplayıp bölümlere ayırarak üstesinden geliyor. Böylece tam konuya olan dikkatimizi kaybedecekken belki de “Odaklanmanızı sağlayacak 4 hızlı yol” ile “atıştırmalık” bir metinden bir “ısırık” daha alacağız. Son yıllarda sinirbilimcilerin yaptığı araştırmalara göre beyinlerimizdeki bağlantılar onların alışkanlıklarımızla nöral olarak değişmemizi sağlayan yoğrulabilirliği ile sabitlenmiş olmaktan çok uzakta.
Yani ne kadar bir parça içeriği bile taramaya ve göz gezdirmeye alışırsak (ve tıklarsak) o kadar asla tamamen özümseyemeyeceğimiz roman uyarıcısına aş eririz.
- Bizim kendi zihinsel resimlerimizi yapmamızın önüne geçiyorlar
Listeler, özellikle de Buzzfeed modelinde yaratılmış olanlar yazıdan daha çok GIF animasyonu içerdikleri için kötü bir üne sahipler. Görseller gazeteciliğin yüz yıllardır başlıca öğelerinden olsa da içerikler için esasen görsellerle konuşmak nispeten yeni bir fenomen. Bu olayın kendisi bir problem değil ancak okumayı kavrama üzerine yapılan araştırma ispat etti ki beyin ne kadar sindirdiği bir konsepte cevaben kendi imgelemini yaratırsa o kadar o bilgiyi elinde tutar. Metin kısaldıkça ve sevimli kedi GIFleriyle daha sık karşılaştıkça zihinlerimiz bizim için çoktan temin edilen o imgeleri beklemeyi ve talep etmeyi es geçiyor.
- Maddelerin yüzeyini önceliklendiriyorlar
Listede sunulan materyaller potansiyel olarak hızlıca anımsamayı hafifletiyor. Fakat sabit tanımaya katkıda bulunuyor. Bu Lindamood-Bell Öğrenme İşlemi için öğrenme merkezlerinin Twin Cities bölgesel direktörü Meagan Norlin’in söylediği bir şey. Norlin; bu durumun bilgiyi kavramada tümüyle başarısız olmaya katkıda bulunduğunu söylüyor. Onun deneyimlerine göre hızlıca bir anımsama bile her zaman gerçekleşmiyor. Norlin, müşterilerine onların okuma yeteneklerini geliştirmek için çok kısa – biz buna atıştırmalık demeye devam edeceğiz- bir içerik verdiğini söylüyor. Ve müşterilerine içeriğin ne olduğunu sorduğunda hemen sonrasında “müşteri hatırlamadığını söylüyor” diyor. Sanki “bir kulağından girip diğerinden çıkmış” gibi. Gerçekleşen okuma hiçbir bölünme olmadan aktivite tamamlansın diye yapılıyor.
Belki Hipopotamlar hakkında 8 gerçek yazısını okumak çok eğlenceli olabilir fakat bu hızlı – vurucu hipopotam listesi, insanların hipopotamlar hakkındaki gerçekleri gerçekten anlaması ve hatırlaması için yeteri kadar arka plan bilgisi bulundurmuyor. Yüzeydeki gerçekleri alıyorsunuz fakat bilgilerin daha kalıcı olmasının yolu daha derin haberlerden geçiyor.
- Duygularınızla oynuyorlar
2006 yılında – listicle sözcüğü Oxford English Dictionary‘de yer almasan önce – iki sosyolog, Matt Salganik ve Duncan Watts, 48 şarkılık bir “en çok dinlenen” sıralamasına dayalı müzik temelli bir deney yürüttü. 1 grup için listenin sıralamasını değiştirerek 2 grup insana aynı listeyi gösterdiler. Yani 1 numara, 48 numara; 2 numara ise 47 numara oldu ve bu durum böyle devam etti. Bunun ardından en çok dinlenme sıralamasına dâhil olmak üzere en sevdikleri şarkıyı indirmelerini istediler. Bulgular gösteriyor ki ister 1 numara, ister 1 numara olarak gösterilen 48 Numara olsun herkes rutin olarak en iyi seçilen şarkıyı indirdi.
Buna karşın “7 Dog Breeds That Like Humans Better Than Dogs,”da öne çıkan bir numaralı köpeği almak için acele etmenize gerek yok, bu liste türler konusunda anımsadığınız diğer bilgilerin sizin aklinizi karıştırmasını engeller. Hatta türler konusundaki hislerinizin değişmeye başlamasına dahi sebep olabilir.
Söylenenler sansasyonel baslıklarının yanında hiç kalır, bu başlıklar olmasa, bir tık tuzağı olarak kabul edilebilecek bu tip listeler daha çok yavan eğilimli kullanıma hizmet eden internet alanlarıdır. Kitle gazeteciliği, yayıncılıkta yeni bir oluşum değil fakat yeni gelişen Nöroloji Bilimi tık tuzakları konusunda daha ikna edici içerikler kullanılmasını öneriyor. Eğer bu içerikler özellikle sizi mutlu eden yada kızgınlığa sevk eden içeriklerse daha viral oluyorlar.
Eleştirel yaklaşımınızın sizi yukarıda belirtilen böylesi manipülatif hilelerden doğacak etkileşimlerden koruyabileceğini düşünebilirsiniz, başından itibaren bu listenin sonunu getirebilecek kadar yeterince uzun vakit geçirmişseniz böyle bir şansınız olabilir ancak içerik stratejistleri olarak kendinizi korumanızı öneririz böylelikle beyniniz derinden kavramak konusunda daha yüksek bir mukavemet gösterecektir. Tabii bu durum her zaman için söz konusu olamayabilir.
ilk madde den sonra direk son maddenin son cümlesini okudum :(