Geçtiğimiz günlerde 14 yıldır çalıştığı NTV’den olaylı bir şekilde ayrılan Banu Güven Taraf gazetesine verdiği röportajda ana akım medyanın içinde yer almasa dahi aktif olacağının ve habercilik yapmaya devam edeceğininin sinyalini vermişti. Bu işaretin ilk somut hali ise kişisel bloguna yazdığı yazı oldu.
Uzun zaman önce açmış olduğu ancak yeni yazı girmektense eski yazıların ve röportajların toplandığı bir alan olarak kalmış olan banuguven.com görünüşe göre bundan sonra daha aktif olarak kullanılacak. Radikal gazetesine verdiği röportajda NTV’den ayrılışı sırasında haber ve röportaj yapma isteğinin kamçılandığından bahseden ve yeni planları olduğunu belirten Güven “Tek mecra bizim ana akım medya olarak tanımladığımız basın, televizyon değil… Şimdilik bu kadarını söyleyeyim.” diyerek takipçilerine internette aktif bir şekilde yer almayı istediğine dair ufak da bir mesaj göndermişti.
Blogundaki ilk yayınında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben bir mektup yazan Banu Güven yazısında genel olarak medya ve iktidar arasındaki ilişkileri sorguluyor ve sorularına okuyucu nezdinde cevaplar bulmaya çalışıyor. Taraf’a verdiği röportajda olduğu gibi kendi yazdığı ilk postunda da oldukça açık sözlü olan başarılı gazeteci özellikle basın sektöründeki iktidar korkusundan dem vurmuş: “(…) Haber toplantılarında sizin duymaktan hoşlanmayacağınızın düşünüldüğü ya da bilindiği konuların gündemin alt sıralarına itilmesinden mi [bahsedeyim] ya da bizim gazeteci tabirimizle, hiç görülmemesinden mi? [Ya da] Toplumsal olaylarda biber gazı ve cop devreye girdiğinde, ‘ağır kaçabilecek’ bazı görüntülerin ayıklanmasından mı [bahsedeyim]?”
1987 yılında gazeteciliğe başlayan 1992’de Milliyet gazetesinde, 1997’den 2011’e kadar ise NTV’de çeşitli kademelerde yer alan Banu Güven bundan sonraki süreçte öncelikle kişisel web sitesinden ve Twitter ile Friendfeed hesaplarından takipçilerine ulaşmayı düşünüyor olmalı. Onu bundan sonra daha da açık sözlük ve korkusuz yapacak olan tatsız NTV tecrübesinden sonra onunla çalışmayı kabul edecek kadar cesur bir medya organı olmadıkça onu sosyal ağlardan ve blogundan izlemeyi sürdüreceğiz gibi gözüküyor.
Yorumlar (2)