Birleşmiş Milletler Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Sözcüsü Frank La Rue, bu hafta ifade özgürlüğü ve devlet denetimi hakkında bir rapor yayınladı. Electronic Frontier Foundation‘ın haberine göre La Rue, bu raporu hazırlarken benzer çalışmaları inceledi ve geçen sene EFF’in düzenlediği Devlet Denetimi ve İnsan Hakları Workshop’ına katılarak uzmanlardan bilgi aldı.
Devletlerin bireylerin iletişim haklarını yok sayarak internette onları gözetlediği bu dönemde, La Rue devlet gözetimi ve ifade özgürlüğü arasındaki ilişkiyi raporunda şöyle özetliyor:
” Gizlilik hakkı çoğunlukla ifade özgürlüğü hakkı için vazgeçilmez bir gereklilik olarak algılanmaktadır. Bireylerin gizliliğine yapılan müdahaleler hem direkt hem de dolaylı olarak fikirlerin gelişmesini ve bireyler arasında paylaşılmasını sınırlar. Bir hakkın ihlali diğer bir ihlalin hem sebebi hem de sonucu olabilir.”
Dijital platformlardaki bu ifade özgürlüğü müdahalelerinin oldukça arttığı günümüzde, La Rue’nin raporu çok önemli bir noktaya parmak basıyor. Hükümetler tarafından sosyal medyadaki paylaşımların izlendiği, özel telefon konuşmalarının dinlendiğini vurgulayan La Rue, bunu insan haklarına karşı yapılan bir ihlal olduğunu raporunda dile getiriyor.
İnternet üzerinden gerçekleştirilen iletişimin kaydedilebilir, çok kolay ulaşılabilir ve araştırılabilir olduğunu söyleyen La Rue, bunun devletler tarafından sıkça bireyin aleyhine kullanıldığının da altını çiziyor. La Rue, devletlerin insan hakları yasaları çerçevesinde bireylerin ifade özgürlüğü ve özel hayatlarına saygılı olmak adına denetim yasalarını yeniden gözden geçirmeleri ve buna göre gerekirse yasaları yeniden düzenlemeleri gerektiğini de üstüne basa basa söylüyor.
Teknolojinin gelişmesi ve internetin artık hayatımızın merkezine oturması sebebiyle dijital hak ve hürriyetlerin önemi her geçen gün daha da artıyor. İnsanların sanal ortamda da düşüncelerini özgürce ifade edebilmeleri ve bunu yaparken sansürlerden, yasaklardan, tehditlerden etkilenmemeleri dijital hak ve hürriyetlerin başında geliyor.
En son Gezi Parkı eylemlerinde insanlar ağırlıklı olarak sosyal medyada düşünce ve duygularını paylaşmış ve bilgi alışverişi yapmıştı. Bunun üzerine bugün itibariyle Twitter gözaltı haberleri de bir bir gelmeye başladı.İnsanlar attıkları tweetler sebebiyle yargılandığı şu günlerde Türkiye’deki dijital hak ve hürriyetlerin durumu ve bunun insan hakları ihlali olup olmadığı çokça tartışılacağa benziyor.
Yorumlar (1)