x

Daha az sayıda takipçisi olan “micro-fenomenler” daha çok etkileşime sahip

Daha az sayıda takipçisi olan “micro-fenomenler” daha çok etkileşime sahip

Bir zamanlar “influencer marketing” (kanaat önderi pazarlaması) ya da bizim deyimimizle fenomen iletişimi hedef kitlenize ulaşmanın uygun maliyetli bir yoluydu. Fakat bu yolu deneyen işletmeler arttıkça, kanaat önderleri gönderilerinde markalardan bahsetmek için daha yüksek ücretler almaya başladılar. Dolayısıyla fiyatlar aniden yükseldi. Görünen o ki yükselmeye de devam edecek.

Influence.co ‘nun yaptığı yeni bir araştırmaya göre bir kanaat önderinin yaptığı iş başına kazandığı ücret ortalaması 1000 TL. Bu rakam 100 bin takipçinin üzerinde hesaplara sahip kanaat önderleri için tek bir gönderi başına 2500 TL’ye kadar uzanıyor.

Ücretler sadece takipçi oranına göre değil aynı zamanda içerik üretilen alana göre de değişiyor. Örneğin Modellik, Fotoğrafçılık ya da Yemek Endüstrisi alanındakiler Lifestyle ya da müzik alanındakilerden iki kat daha fazla kazanıyorlar.

Tabi ki alanlardaki bu fark takipçi rakamlarına da yansıyor. Müzik endüstrisinde kanaat önderi olmak için 26.403 takipçiniz olması yeterliyken Modellik, Fitness ve Evcil Hayvan endüstrisi için 100.000 takipçiyi geçmiş olmanız gerekiyor.

Yine de pazarlama uzmanları strateilerinin KPI’larına göre düzenlemeli. Eğer hedef ürün ya da hizmet teşhiri ise, evet, pazarlama departmanları bu kanaat önderlerini kaç takipçisi olduğuna bakacaktır. Fakat eğer arzu edilen şey etkileşim ise mikro fenomen olarak adlandırılan daha küçük takipçi rakamlarına sahip ancak takipçileriyle sağlam bağlar kurmuş olan hesap sahipleriyle çalışmalılar.

 

Rapordaki bulgulara göre topluluk büyüdükçe etkileşim azalıyor. 1.000’den daha az takipçiye sahip Instagram kullanıcıları ortalama yüzde 15.1 etkileşim oranına sahipken 100.000 ve üzerinde takipçiye sahip olan kullanıcılarda bu oran yüzde 2.4’ü buluyor. Bu da altı kat daha az etkileşim demek.

Jellyfish‘in sosyal medya direktörü Hannah Dempsey ise bu istatistiklere şu şekilde yorum yapıyor:

“Kanaat önderi pazarlamasında yıllardır en fazla miktarda insana ulaşmak için en fazla takipçiye sahip olan hesap sahiplerini arardık. Artık bunun tam tersini yapıyoruz, hedeflemek istediğimiz kitleyi daha yakından tanıyor ve onları kimlerin etki altında bıraktığını gözlemliyoruz. ” diyor ve ekliyor:

Fenomen iletişimini bir göle attığınız bir taş gibi düşünün. Eğer büyük bir taş atarsanız (büyük bir fenomen – büyük bir ücret) tek bir çevrede büyük bir sıçrama ve tek bir dalga yaratırsınız. Fakat eğer bir çok küçük taş atarsanız bir çok sıçrama ve dalga elde edersiniz. bazıları üst üste binecektir ancak dalga etkisi daha büyük bir alanı kaplar. Bizler aynı zamanda fenomen kampanyaları konusunda insanların daha şüpheci olduğu bir dönemdeyiz. Yani eğer birini fotoğraflarını sevdiğiniz için Instagram’da takip ediyorsanız, bir ürünü öne çıkarmak için para aldıklarını bilmiyorsunuzdur yani size doğal gelir.”

Görünen o ki kanaat önderi iletişimi gelecek aylarda global olarak zirveye ulaşacak. Üstelik ülkemizde faaliyet gösteren Unite.ad, ViralKingSocialFamous ve Influanza gibi yapılar vasıtasıyla işin ölçümlenebilirliği de gittikçe artacak. Bu sayede kanaat önderi pazarlaması en verimli şekilde kullanılmaya devam edecek.

Yorumlar (1)

  1. Çok iyi bir araştırma ve Tuğçe Hanım böyle bir konuya değindiğiniz için sizlere ayrıca teşekkür ederim. Sosyal medyada sınırlar az çok belli ama influencer marketing bambaşka bir alan ve kimle nasıl çalışılacak ,kime ne kadar verilecek durum bizde biraz farklı işliyor. Bu araştırma şunu gösteriyor ki kısaca az ama öz takipçisi olanlarda kesinlikle kullanılmalı. Üstelik daha az maliyet ve çok daha fazla etkileşim sağlanabilir. Ama bu demek değil ki çok takipçisi olan ve bu işi hakkıyla yapan, kurgular üretebilen fenomenlerle de çalışmayalım sonuçta onlarda bütçe olduğu müddetçe faydalı olabiliyor.