Vefa Lisesi tarafından organize edilen Kemal Sunal 7. Kültür Sanat Ödülleri‘nde bu yıl ‘En İyi Yazar’ kategorisinde ödüle Pucca layık görüldü. Evet efendim yanlış duymadınız Pucca. Vefa Lisesi tarafından verilen, öğrencilerin oyları ile belirlenen ve ismi Vefa Lisesi ile özdeşleşmiş Kemal Sunal’ın ismi ile takdim edilen ödüllerde ‘Türkiye’nin En İyi Yazarı’ ünvanı bu sene Pucca’ya layık görüldü.
Üstüne basa basa tekrar söyledim ki siz okuyucularımız da bizler gibi durumun vahametinin farkına varın.
Bloguyla ismini duyuran, ardından Twitter’da asıl popülaritesine ulaşan ve daha sonraları popülerliğini maddiyata da dönüştürmeyi başaran Pucca, katıldığı reklam kampanyaları dışında başarısını Dizüstü Edebiyat Dizisi’nden çıkan iki kitabıyla taçlandırdı. Küçük Aptalın Dünyası ve En İyi Yazar ödülünü getiren eseri Pucca Günlük ve Geri Kalan Her Şey.
‘En İyi Yazar’ oldukça iddialı bir tanımlama. 2010 ve 2011 yıllarında Vefa Lisesi bu ödüle Nedim Şener’i ve Hakan Günday’ı layık görmüş. Son dönemde yayınlanan kitapları düşününce akıllara bir çok başarılı ve ‘edebi yönden güçlü’ yazar geliyor. Onca yazar varken neden Pucca?
Bu tür ödül törenleri öncesinde, organizatörler anket/jüri seçimi sonucunda ödüle layık görülen kişileri arar ve törene katılıp katılamayacaklarını sorarlar. Olumsuz cevap almaları durumunda ise diğer adaylara başvururlar ve ödülü kendilerinin kazandıklarını bildirirler. Ta ki ödülü kabul edecek bir aday bulunana kadar. Pucca’nın ‘En İyi Yazar’ ödülünü alması da acaba oylama sonucunda birinci olan yazar (belki ikinci, üçüncü, dördüncü) katılmayacağını bildirdi de törene katılmayı kabul eden Pucca mı seçildi sorusunu akıllara getiriyor. Ancak asıl değinmek istediğimiz nokta bu değil.
Sosyal medyada çok ünlü olmak bir blog yazarının edebi olarak iyi bir iş çıkardığının göstergesi midir? Tabii ki hayır. Hiç bir blog yazarının/Twitter ünlüsünün de böyle bir iddiada bulunacağını düşünmüyorum. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Murathan Mungan ve akıllara gelen bir çok önemli isim dururken, bu yazarların bir çoğu geçtiğimiz sene yeni kitaplarını yayınlamışken Pucca’nın ‘En İyi Yazar’ ödülünü alması garipsenecek bir durum.
Dizüstü Edebiyat, Pucca’nın iki kitabı gibi ‘çerez‘ olarak nitelendirebileceğimiz sosyal medya ünlüleri tarafından yazılan eğlenceli kitapların yayınlandığı bir seri. Kategorisinde başarılı sayılabilecek bu kitaplar içerisinden sahibine yılın en iyi yazarı ünvanını getirecek bir eserin çıkma ihtimali malesef hiç yok. Bununla birlikte Türkiye’nin edebi anlamda bu seviyeye henüz gerilemediğini düşünüyor ve sizler de benimle aynı fikirdesinizdir diye umut ediyorum.
Türkiye’de sosyal medyanın yozlaşmaya başladığının göstergesidir bu… bir değer yaratmak falan yok… laf ebeliği yetiyor meşhur olmak için…
Düzenleme hatası da olmuş olabilir yarışmada, oylama nasıl ve kimler arasından yapıldı bilemiyorum. en azından adı değiştirilseymiş ödülün, bu sene “en popüler yazar ödülü” verilseymiş bu gaftan kurtulabilirmiş Vefa Lisesi. Pucca’nın beğeni toplamasını anlıyorum ancak yazma eylemini iyi yapmak yazan insanları iyi yazar yapmıyor. Çok yazık olmuş bence.
işte bu gerçekten berbat bir durum :/ “En iyi yazar” için Pucca’yı layık görmek diğerlerine yapılan bir hakarettir bence. Ne yani Pucca’dan iyi yazan yok mu bu ülkede? Durum vahim…
yada şöyle bir durum var, liseli gençler pucca’dan başka yazar bilmiyor olabilirler :)
serdar ortacin cok satmasi ile ayni durum.
Hayatında hiç kitap okumamış, kültüründen sanatından tarihinden bihaber insanların eline internet verirsen olacağı buydu. Valla kim ne yaparsa yapsın umrumda değil, kendimi kurtarsam kardır bemim için.
Pucca’nın yapması gereken bu ödülü kabul etmeyip geri iade etmekti. Yapmış mıdır bilmiyorum. Bildiğim tek şey, Vefa Lisesi’nin edebiyata bu yıl zerre kadar vefa göstermediği.
Olayları derinlemesine bilmeden yargılarda bulunmak ve genele tabii tutmak kadar kötü bir şey yoktur diye düşünüyorum. Kurumu, kuruluşu, topluluğu kötülemek çok kolaydır;gerçek ne olursa olsun. Onu temize çıkarmak da bir hayli zor. Yapılan yanlışlıklar, hatalar olabilir, bunları inkar ve gözardı edemeyiz. Hangimiz hatasız, kültür sözlüğü olarak yaşıyor da hayata yeni atılan, doğruyu yanlışı yaşayarak öğrenme yaşında olan insanların hatalarını kurumlara mal etme hakkını elde edebiliyoruz? Evet, Pucca iyi bir yazar değilmiş, adını bile yeni duydum. Anket günü okulda değildim. Ama okulumdaki arkadaşlarımın kaliteli yazar ayrımını benden çok daha iyi yapabileceklerini biliyorum. Kimse buraya okulumuza Ahmet Ümit’in gelip onunla çok güzel bir söyleşi yaptığımızı, Adnan Binyazar’la olan röportajımızı, Murathan Mungan sunumlarımızı yazmıyor. Şu 10 dakika içinde saydığım 3 doğrumuzun yanına 1 yanlışı siz koydunuz ve benim bütün doğrularım gitti.
Yanlışımız olmuş olabilir. Ve bu yanlışımız size zarar veriyor olsaydı affınıza sığınırdım.