Türkiye’de İnternet Kurulu diye bir yapılanma var. Şimdiye kadar kayda değer hiçbir çalışması bulunmayan bu kurul, 22 Ağustos’ta devreye girecek internet filtresinin kamuoyunda yoğun tartışılması sebebiyle durumdan vazife çıkararak, sivil toplum örgütleriyle birlikte meseleyi bıçak altına yatırmayı planlıyor. (Bkz. BTK Internete Filtreyi Tartışmaya Açıyor) Konunun sivil toplum örgütleri ile birlikte tartışılacak olmasının haberi bile kamuoyunu heyecanlandırmaya yetiyor. Fakat, faydalı gibi gözüken bu planda ne yazık ki bazı taşlar yerine oturmuyor.
Bu toplantıya davet edilen sivil toplum örgütlerine bir göz atmakta fayda var. TBD Türkiye Bilişim Derneği, TBV Türkiye Bilişim Vakfı, TÜBİDER Bilişim Sektörü Derneği, TELKODER Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği, TÜTED Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği, BİYESAM Bilişim ve Yazılım Eser Sahipleri Derneği, TUBİSAD Bilişim Sanayicileri Derneği, MOBISAD – Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği, BMD Bilişim Muhabirleri Derneği, YASAD Yazılım Sanayicileri Derneği ve Alternatif Bilişim Derneği. En sondaki Alternatif Bilişim Derneği’ni hariç tutarsak, geriye kalan tüm derneklerin bazı ortak özellikleri var.
- İlk ortak özellikleri, bu derneklerden hiç birisinin BTK filtresi konusunda bugüne kadar olumlu / olumsuz herhangi bir açıklama yapmamış olmaları.
- İkinci ortak özellikleri, 2007 yılında yayınlanan “İnternet Suçun Sebebi Değil Aracıdır” başlıklı sansüre karşı bildiride ortak imzalarının bulunması. (Bkz. Internet Suçlu Değildir)
- Üçüncü ortak özellikleri ise, imza attıkları “İnternet Suçun Sebebi Değil Aracıdır” başlıklı bildiri metninin hiçbirisinin sitesinde artık bulunmaması.
- Hepsinin olmasa da bazılarının dördüncü ortak özellikleri, aynı zamanda İnternet Kurulu’nda koltuk sahibi olmaları.
Bu derneklere ve amaçları doğrultusunda yaptığı işlere bir sözümüz yok, ancak sorun filtre meselesinin bu derneklerle tartışılacak olmasında.. Soruna uzak kalmayı tercih eden bu derneklerden filtreye nasıl bir öneri çıkacak, açıkçası merak ediyoruz. Kaldı ki, bu toplantıya davet edilen büyük bir çoğunluk ise bürokratlardan oluşuyor, yani devlet refleksini üzerinde taşıyan, yani birey yerine devleti öncelikli gören kişilerden.
Gelelim İnternet Kurulu’na:
Kurulun web sitesi doksanlı yılların sonlarındaki şirket web sitelerine benziyor. Eskiden, “hakkında, vizyon, misyon, ürünler” gibi sadece birkaç statik sayfadan oluşan şirket siteleri gibi. Adında internet olan ve interneti düzenlemek gibi bir misyonu olan kurulun işlevi ve etkisinin tartışılması gerekiyor. Zira bu kurul, arada bir bir şeyler yapması gerektiğini hatırlayıp ortaya çıkıyor, ama sonuçta bu kurulun bugüne kadar ne yaptığı konusunda kimse bir şey söyleyemiyor, çünkü kimse bilmiyor. İlk önce, İnternet Kurulu ile ilgili olarak Mayıs 2008 ve Eylül 2008’de yazılmış iki ayrı yazıyı anmamız gerekiyor.
İnternet Kurulu, 5651 sayılı yasayla kuruldu. Sözü geçen yasanın 10 maddesi 5. Fıkrasında aynen şöyle yazıyor: “Başkanlık; Bakanlık tarafından 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, çocuk, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ile Kurum ve ihtiyaç duyulan diğer bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile internet servis sağlayıcıları ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasından seçilecek bir temsilcinin katılımı suretiyle teşkil edilecek İnternet Kurulu ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar; bu Kurulca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak içeriği haiz yayınların tespiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır.”
Kanunda açıkça yazan bu hususlar üzerine kısa kısa değerlendirmeler yapalım ve bu kurulun ne işe yaradığını sorgulayalım.
- İnternet Kurulu’nun kaç kişiden oluşacağı, üyelerinin kimlerden seçileceği, toplantı ve seçim usulü ile karar alma sistemi hakkında sadece bir tek belge var. Bu da kurulun web sitesinde yer alıyor. Ancak bu belgenin hukuk sisteminde hiçbir geçerliliği yok. 3348 sayılı kanunda, Ulaştırma Bakanlığı’nın bu tür kurulları GEÇİCİ olarak kurabileceği belirtilmiş. Geçici nitelikteki İnternet Kurulu’nun çalışma ilkeleri her zaman keyfi olarak değiştirilebilir, usul ve yöntemler yine keyfiyete tâbi olabilir.
- Kanuna göre, izleme filtre ve engelleme işleri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) ait. Ancak TİB, İnternet Kurulu’yla işbirliği yapmak ve bu konuda önerileri almak zorunda. Ancak, İnternet Kurulu’na bugüne kadar izleme ve filtreleme ile ilgili hiçbir şey sorulmamış gözüküyor. Anlaşılan, TİB bu kurulu tanımıyor ve dikkate almıyor.
- İnternet Kurulu, sivil toplum örgütlerinin temsilcisini bulundurmak zorunda. Ancak, bu sivil toplum örgütlerini kim neye göre belirlemiş, bunu bilmek çok mümkün değil. Ayrıca, kurulda sektörel dergi çıkaran IBC (International Business Consulting) Danışmanlık Ltd. Şirketi diye bir üye var. Şirketler, tüzel kişidirler ama sivil toplum örgütü değildirler. Bir standart olmadığından dolayı şirketlere bile kurulda koltuk verilebiliyor.
- İnternet Kurulu’nun web sitesinde toplantı tutanakları yayınlanmadığı gibi, kamuoyu görüşleri diye bulunan bir sayfa hiç açılmıyor. Bunun anlamı, kurulun şeffaflık kaygısı taşımaması. Zaten gerçekten işe yarar bir çalışma yapmış olsalardı, bu çalışmalar büyük başlıklarla ve gururla yayınlanırdı. (Bkz: Youtube’un açılması)
- İnternet Kurulu kendisine bazı misyonlar edinmiş: Bunlar, internet kullanıcılarının görüş ve önerilerini de dikkate alarak teknolojik gelişmelerin izlenmesi; verimliliğin sağlanması ve internet kullanımının faydaları konusunda toplumda farkındalığın oluşturulması; üniversite, kamu, özel ve sivil toplum ile koordinasyon yapılması; güvenli internet konusunda uygun politikaların belirlenmesi, bu konuda TİB ile koordineli bir çalışma içerisinde bulunulması; internet içerik ve yer sağlayıcılığının yaygınlaştırılması ve ulusal arama motoru (?!!) konusunda gerekli çalışmaların yapılması; ar-ge teşviki yapılması; internet ile ilgili mevzuatın, uluslararası kuruluşlarca kabul gören uygulamaları ve Avrupa Birliği’nin bu alandaki mevzuatı ile uyumlu olmasına özen gösterilmesi için önerilerde bulunulması; risk analizlerinin ve uygulama planlarının oluşturulması şeklinde. İnternet Kurulu’nun bu konularda raporlar ve çalışmalar hazırladığını görmek mümkün olmadı. Misyon iyi gibi görünebilir ama ortada somut bir şey olmaması endişe verici.
Görüldüğü üzere, geçici nitelikteki İnternet Kurulu işlevsiz bir yapıya sahip. Ya gerçekten bağımsız ve tüm taraflarca temsil edilen bir yapılanmaya gidilmeli, ya da bu kurul toptan lağvedilmelidir. Zaten geçici olduğunu tekrar belirtelim.
Sonuç olarak, internetin kolay kolay yönetilebilir bir alan olmadığını hatırlatmakta fayda görüyoruz. Ancak, yönetilebilir olmaması internet üzerine sonuç odaklı politikalar geliştirilmesine engel değil. Bu politikalar ancak ve ancak tüm tarafların ortak katılımıyla ve ortak ilkeleriyle oluşturulabilir. Eğer BTK’nın 22 Ağustos’ta devreye sokacağı filtreyle ilgili görüşler toplanacaksa gerçek internet kullanıcıları ile filtreye karşı olanlar da sürece katılmalıdır. Yoksa, körlerle sağırlar birbirini ağırlar.
Listeye bakıyorum da, inanılmaz bir şekilde davet edilenlerin tamamı şimdiye kadar internet konusunda herhangi ele avuca sığan bir politika üretmiş kurumlar değiller. Bunun yanında ise tüm piyasanın bildikleri gibi statükocu ve hükümete yakın duruşlarıyla tanınan STK’lar.
Benim gözümde Ayva ilinin, Kivi ilçesinin Elma beldesini güzelleştirme ve kalkındırma derneğinden bir farkları yoklar. Nitekim hepsi de STK soracak olursanız.
Burada yapılması gereken fikir lideri kurum ve kişileri davet etmek olacaktı. Oysa listede ele avuca sığacak bir de Alternatif Bilişim Derneği var. Bir de benim bildiğim kadarıyla İsmail Hakkı Polat hocamız davet edilmiş. Duyarlı kişiler hepsi de. Ancak diğer STK denilenlerin duyarlı olduklarını hiç düşünmüyorum.
Gökhan hocam iyi demiş, yarın “körler sağırlar birbirini ağırlar” olursa orada eğer, bu skandalların en büyüğü olacak. BTK’nın tamamen “justification” yapabilmek (!) adına düzenlediği gayet belli olan yarınki toplantıdan çıkacak kararları dört gözle beklemeden önce, belki de yapılması gereken şey toplantı mekanını öğrenip, oraya gidip, “safları sıklaştıralım beyler” edasıyla bu toplantıya gerilla katılmak olacaktır.
Türkiye’de halen internete duyarlı 50.000 kişinin yürüdüğünü, 100 katının da bilgisayarının başından destek verdiğini gösterdik herkese. Şimdi ise öyle görünüyor ki aksiyon zamanı. BTK’ya haddini bildirmek gerekli.
Sevgili arkadaşlar, yarın ki toplantıya çağrılanları görünce çok şaşıracağınızdan eminim. Biraz ön yargılı davranıyorsunuz. 5 ayda internet kurulunu hiç bilinmeyenlerden en azından bilinen ve muhatap alınan bir noktaya getirdik. İnternet kurulunun ne bütçesi ne parası var. her şeyi gönüllülük esasına göre yapıyoruz. Gökhan yarın ki toplantıya bu arada sende davet edilmiştin. emailine tekrar gönderimde bulunduk. Bence sırf kötüleri söylemektense biraz da destek verelim ve bu tür sivil toplum kuruluşlarının bu tür çalışmalarda vaz geçilmez muhatap olmasını sağlatalım. Başarı hepimizin olsun. Başarısızlık benim olsun. Sevgiler. Serhat Özeren İnternet Kurulu Başkanı.
Twitter hesabım @serozeren
Serhat Özeren
Şu anda aktif çalışan çok sayıda STK varken neden cımbızla seçilmiş gibi bir liste oluşturulmuş, gerçekten anlamak zor.
Serhat Bey’in yorumu da ilginç. “Sırf kötüleri söylemektense biraz da destek olalım” demiş fakat öncelikle kimsenin İnternet Kurulu’nu övmek gibi bir görevi olmadığını hatırlatmak istiyorum. Sonuçta ortaya çıkacak karar veya rapor İnternet toplumunun kaygılarını, 15 Mayıs’ta sokağa dökülen on binlerce insanın taleplerini yansıtırsa Kurul desteği zaten hak eder. Bu olmadığı sürece neye neden destek olalım?
Bir de yarınki toplantıya katılacak olanlar madem son derece olumlu isimler, toplantı başlayana kadar bilmememizin geçerli nedeni nedir?
Serhat Bey; öncelikle çok teşekkür ederim mecra sahibi olarak kendi adıma. Muhabbet Kralı’nda her ne kadar daha fazlasını konuşmak istiyor olsak da zaman yetmemişti.
Umarım her şey duyarlılıkla çözülür, her ne kadar ülkemdeki birçok sisteme güvenim kalmamış olsa da ancak eklemek istediğim bazı noktalar var:
Malum, yazı yayınladıktan sonra da tarafıma birçok bilgi gelmeye başladı. Buna istinaden toplantı detayları ortaya çıkmaya başladı. Toplam 117 kişinin davet edildiği ve yaklaşık 45 tanesinin de gazeteci olacağı (ve konvansiyonel gazetecilerin internetten anlamadığını düşündüğümde beni daha da rahatsız eden bir durum çıktı ortaya.
Bir diğer yandan ise kampanya.com.tr isimli sitenin bile enteresan bir şekilde davetli olduğu ve orada nasıl bir katkısının olacağını düşünmüyor da değilim. Ayrıca konu ile ilgili olarak Serdar Kuzuloğlu gibi, Arda Kutsal gibi, hatta benim gibi kitlesi olan mecraların sahiplerinin de oraya davet edilmediğini görmek içimi daha da acıtıyor.
Bilmiyorum bu konuda ne yaparsınız? Görünen o ki Gökhan Abi en doğru noktalara parmak basmış, siz de mecramızda yorum yapma gerekliliği ya da isteği duymuşsunuz. Bunların tamamının yanında internet konusunda şimdiye kadar mükemmel politikalar ürettiklerini gördüğüm Sansüre Sansür grubunun bile listede olmaması ayrı üzücü.
İnsan olarak duyarlı biri olduğunuzun tamamen farkındayım, burada hak, hukuk ve özgürlük adına da duyarlı olacağını ıspatlamanız ve bunun üzerine çalışmanız gerektiğini düşünüyorum. BTK gibi, aynen Muhabbet Kralı’nda da söylediğim ve bu günlerde aynı başlıkla yazı yazacağım gibi “Aybaşı olmuş bir demokrasinin kanlı tamponu” olan bir kurumu da orada ezeceğinizi, lağvedeceğinizi, onların çarpık filtre/sansür/porno/erotizm/özgürlük gibi görüşlerini darmaduman edeceğinizi umuyor ve gözlüyorum.
Elbette kazanan biz olalım, siz olun, hepimizin gönlünde ayrı bir yer edinin. Ancak eğer tersi olursa da ellerimiz yakanızdadır diyerek sertleşirsem, umarım siz de beni affeder ve gençliğime verirsiniz.
Saygılar.
Bir de Sayın Özeren’in toplam 24 tweet içeren Twitter hesabından bazı örnekler:
“Suçlular, çocuklarla arkadaş olmak ve onları istismar edebilecekleri ortamlara çekmek için sohbet odalarını ve oyun sitelerini kullanıyorlar”
http://twitter.com/#!/serozeren/status/58284888364822528
“Uluslararası kabul görmüş çocuk istismarı, uyuşturucu ile ilgili içeriklerin engellenmesi toplumun korunması açısından önemlidir.”
http://twitter.com/#!/serozeren/status/58285248991076352
Web 2.0’ın en önemli araçlarından olan, şu anda Türkiye’de 4 milyon civarında kişinin kullandığı Twitter’da hesabınızı iki buçuk ay önce açmışsınız, bir iki link paylaşıp İnternet’in zararlarıyla ilgili birkaç uyarılar yapmışsınız.
Bu araçları her gün aktif olarak kullanan, buralarda yaşayan bizim neslimizi nasıl anlayabilirsiniz, gerçekten bilmiyorum.
Fatih bey, İsmini kendisine sormadan yazamam ama sizlerinde çok tasvip edeceği bir hocamızi olduğundan emin olabilirsiniz. hocamızdan bana şöyle bir şiste geldi; Insan hakları Derneği, Şanar Yurdatapan veya ekibinden birisi, İNETD (Internet Teknolojileri Derneği) ve Mustafa Akgül, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Elektrik Mühendisleri Odası, Arı Hareketi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, TiEV – Tüm Internet Evleri Derneği, genç Siviller, KAOS GL, Lambda Istanbul ilk aklıma gelenler! İsmail beye bir cevap vermek istiyorum.İnternet Kurulunu övmek tabiki göreviniz değil, ama en azından doğru iş yaptığımız sürece destekleyebilirsiniz. Yanlış yaparsak Fatih beyin dediği gibi iki eliniz yakamızda olabilir. Şunu da bilin ki hayatımda hiç kamuda çalışmadım, tamamen özel sektör ve STK kültüründen gelen birisiyim. Selam ve Saygılarımla.
Serhat Bey eğer bu bahsettiğiniz liste toplantıya davet edildiyse gerçekten heyecan verici. Umarım olumlu ve karşılıklı iletişime dayanan bir toplantı gerçekleşir. Sonuçlarını merakla bekliyoruz.
Saygılar.
Sevgili Melih Bayram Dede beni uyardı: TBD bir basın açıklaması yayınlamış, onun sitesinde de dün 23.05.2011’de yayına girmiş. Açıklamayı ben dün TBD’nin sitesinde görememiştim. Bugün bu açıklamayı gördüm. TBD’nin kurumsal açıklamasını kaçırdığım için ve yazıda TBD’yi konuya uzak durmakla suçladığım için özür dilerim. http://goo.gl/NETdC
Sevgili Gökhan o kadar önemli noktalara değinmiş ki üstüne söylenecek çok fazla söz yok. Dışardan bakıldığında, aman ne kadar demokratik bir yaklaşım gibi görünen bu toplantının aslında yıllardır tekrarı olan, körler sağırlar birbirini ağırlar durumuna dönüşmemesi en büyük arzumuzdur. Bu toplantıda tartışılması gereken en önemli nokta hukuki sıkıntılar olmasına ( esasların dayanağı kanuna bağlı sıkıntılar, anayasal sıkıntılar v.b.) rağmen ne hikmektse Barolar’dan temsilciler davet edilmemiştir. Avukatlık Kanunun 76. mddesinde Barolar’a, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, savunmak ve korumak görevi yüklenmiştir. Dolayısı ile Barolar’ın bu toplantıya davet edilmemesi ile Barolar’ın kanundan doğan bu görevlerini yapma hakları da engellenmiştir.
Sadece yandaş olabilecek STK ve sivilleri çağırdığınız, muhalif isimleri çağırmadığınız ayan beyan ortada Serhat Bey. Zaten İnternet sansürünü meşru kılan bir yasayla kurulmuş olan İnternet Kurulu’nun nasıl olup da sansürle savaşabileceği ayrı bir konu. Eğer sansüre gerçekten karşıysanız, sansürü meşru kılan yasayla kurulmuş olan bir kurula başkanlık yapmayı nasıl kendinize yedirebiliyorsunuz ki? Verebiliyorsanız sadece bu soruya cevap verin yeter.
Özür dilemenize gerek yok Sayın Ahi. TBD, İmnternet’e sansür getiren 5651 sayılı yasayla kurulmuş İnternet Kurulu’nda sunulan başkanlık koltuğunu kabul ederek, sansür konusundaki duruşunu açıkça ortaya koymuş bir dernektir. Sıradan bir açıklamayla sansür yasası yandaşlığından kurtulamaz. Sansür yasası yandaşlığından sıyrılabilmesi için açık bir özür dilemesi ve hatasını kabul etmesi gerekir.
Yurtsan bey haksızlık ediyorsunuz. Yaman Akdenizin söylediği bütün kurum ve gurupları davet ettim. hepsinin de dedikleri kaydedildi. rapora ilave edildi. isterseniz bunu yazmadan önce kendilerine sorsaydınız.
AB Genel Sekreterliği
Adalet Bakanlığı
Alternatif Bilişim Derneği
AVEA
Bilgi Teknolojileri Derneği
Bilgi Üniversitesi
Bilişim Muhabirleri Derbeği
Biyesam
Bobiler.org
Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu / TİB
Ekşi Sözlük
Elektrik Mühendisleri Odası
Genç Siviller
Google/Elig
Grayling(Danışmanlık Şirketi)
Habertürk
Hürriyet
İnternet Kurulu
İnternetime Dokunma
İstanbul İnternet Kafeciler Odası
Kadir Has Üniversitesi
Lambada İstanbul
MOBİLSAD
NTV
Radikal
Sabah Gazetesi
Sansüre Sansür
TBD
TBP
Telekom Dünyası
Teder
Telkoder
TIB
TTNET
Turkcell
Tübisad
Türkiye Bilişim Vakfı
TÜTED
Ulaştırma Bakanlığı
Türksat
Vodafone A.Ş.
Yeni Şafak
Zaman
Sosyal medya yöneticilerinden Yurtsan beyin açıklamasıyla ilgili açıklama rica ediyorum. Yalnızca tek bir tatafımı davet ettim?
Selamlarımla.