Markanızın Pinterest’te Yer Alıp Almamasına Nasıl Karar Verirsiniz

Pinterest’in markalar için önemine dair bir yazı kaleme almıştım. Giderek yaygınlaşan kullanıcı sayısı ve görsel bir mecra haline gelemsinden dolayı markaların tanıtım, pazarlama ve müşteri ilişkileri oluşturmasında yer aldığı rollerden bahsetmiştik. Evet, Pinterest yeni bir sosyal ağ ve giderek gelişiyor. Peki, bu sosyal ağ sizin işletmenizin faaliyet göstermesi için doğru bir mecra mıdır? Pinterest’i sosyal medya pazarlama stratejilerinize dahil etmeniz gerekir mi? Bunu öğrenmek için şu konulara dikkat etmek gerekir.

Web sitenize gelen trafiği inceleyin. Google Analytics’ten elde ettiğiniz verileri kontrol ederek işe başlayabilirsiniz. Belki de şaşırtıcı bir şekilde Pinterest, trafik kaynaklarında yönlendirilen trafik kısmında çoktan yer alıyor olabilir. Eğer böyle bir durumla karşılaştıysanız, zaten müşterileriniz Pinterest’i çoktan var olunması gereken bir mecra olarak kabul etmiş demektir. Müşterinin her zaman haklı olması durumu artık sosyal ağlar üzerinde de dikkat edilmesi gereken bir olgu. Bu durumda şirket olarak size düşen, Pinterest’i müşterilerinize ulaşmak için kullanmanızdır.

Yüksek çözünürlüklü resimleriniz, videolarınız ya da geliştirdiğiniz görsel içerikleriniz mevcut mu? Bu sorunun cevabı Pinterest’in markanız için doğru bir yer olup olmadığı tartışmasının en can alıcı noktasıdır. Belki video ya da resim içeren bir web sitesine sahip değilsinizdir ama sık sık infografik yayınlıyor olabilirsiniz. Dolayısıyla bu da sizi Pinterest kullanmaya yakınlaştırır. Pinterest’te dikkat etmeniz gereken nokta, kalitenin sayıdan çok daha önemli olduğudur. Eğer görsel içerikleriniz varsa, bunların kaliteli resimler ya da videolar halinde olmasına dikkat edin. Yüzlerce küçük boyutlu resme sahip olmak sizi Pinterest kullanmak durumunda bırakmaz.

En iyi ve kaliteli içeriklerinizi kolay ulaşılabilir kılın. Web sitenize Pin it butonu kurun. Zamanla ziyaretçilerinizin markanızı Pinterest’te paylaşıp paylaşmadığı hakkında bilgi edinmenizin en kolay yoludur bu. Aldığınız verilere göre kaç kişinin web sitenizden Pinterest’e paylaşım yaptığını, bu paylaşımların Pinterest’te kaç defa tekrar pinlendiğini ve yeniden pinlenen içerikleri gören ancak sitenizi ziyaret etmemiş olan kullanıcıların ne kadarının sitenize Pinterest yoluyla geldiğini belirleyecek verilere sahip olursunuz. Elde ettiğiniz bu veriler doğrultusunda Pinterest üzerinden tanıtım ve reklam gibi faaliyetlere bütçe ayırıp ayırmamanız gerektiği konusuna daha kolay karar verirsiniz.

Burada dikkat edilmesi gereken kilit nokta en iyi görsel içeriklerinizin kolay pinlenebilir bir durumda olması gerekmektedir. Aksi takdirde günden güne sabırsızlaşan tüketiciler zaman ayırıp ta görsel içeriklerinizi Pinterest’te paylaşmayacaklardır ve bu durumda şirket olarak Pinterest’in ne denli önemli olduğu konusunda doğru bir karar veremeyeceksinizdir.

Linklerinizin önceden paylaşılıp paylaşılmadığını kontrol edin. Facebook ve Twitter’ın emek yoğun sosyal ağlar olduğu gerçeğinin farkına varın. Markanızla bu platformlarda var olmak için yoğun bir emek harcamanız gerekmektedir. Çünkü her iki platformda da yapılan paylaşımlar çabuk tüketilmekte ve eskimektedir. Daha doğrusu bu sitelerde içeriğe yönelik bilgiler paylaşıldığı için sık sık güncellenmesi gerekmektedir. Ancak Pinterest profili daha az çabayla yönetilebilen deyim yerindeyse pasif emeğin harcandığı bir sosyal ağdır. Pinterest, YouTube gibi daha kalıcı görsel içeriklerin paylaşıldığı bir sitedir. Bu sitede hesabınız olmasa dahi, müşterilerinizce üretilen içerikler var olabilir. Dolayısıyla bu içeriklerin var olup olmadığını, eğer varlar ise markanıza dair görsellerde sitenizin linkinin paylaşılıp paylaşılmadığını, paylaşılan içeriklerinin ne kadarının diyalog oluşturduğunu ve doğru bilgi içerip içermediğini kontrol edip, markanızın Pinterest’te yer alıp almaması gerekliliği hakkında karar verebilirsiniz.