Türk Hava Yolları bugün tarihin en büyük sosyal medya krizlerinden birisi ile karşı karşıya. THY çalışanlarının grev kararı alması ve şirketin bu karara gösterdiği sert tepki ile başlayan kriz, şu an için kimsenin tahmin edemeyeceği bir noktaya ulaştı. İsterseniz bugün yaşananları kısa özetleyerek başlayalım.
Sabah saatlerinde sizlere duyurduğumuz üzere Türk Hava Yolları’nın sahibi olduğu THY.com ve TurkishAirlines.com adreslerine erişim engellendi. THY çalışanlarına destek vermek amacıyla RedHack tarafından yapılan saldırılar sonucunda gece 03.00’ten beri internet sitelerine erişim sağlanamıyor.
Sosyal medyada günün en çok konuşulan konusu THY çalışanlarının grev kararı oldu. #THYgrevde hashtagi gün boyunca Türkiye’de TT listesinin en üst sırasında yer alırken, dünyada da ikinci sıraya kadar yükseldi. Bir çok ünlü isim de hashtagin yayılması için yardımcı oldular. Bunun yanında internet sitelerine yapılan saldırılar sonrasında Türk Hava Yolları TT listesinde sık sık farklı kelimeler ile görüldü.
Twitter’da Türk Hava Yolları’na yönelik tepkiler THY çalışanlarına gönderilen SMS’in ekran görüntüsünün paylaşılması ardından daha da arttı. Aşağıda paylaştığımız SMS’te yasa dışı olarak nitelendirilen eyleme katılan çalışanların işlerine son verildiği bildiriliyor.
THY’nin internet sitelerine düzenlenen saldırılar sebebiyle dün gece saat 03.00’dan beri online rezervasyon, bilet satın alımı gibi işlemler yürütülemiyor. THY’nin bu aksaklık sebebiyle uğradığı milyonlarca liralık zarar bir yana, 12 saatin üzerinde bir süre geçmesine rağmen, sitelere erişimin halen sağlanamıyor olması da globalde iddialı olan bir şirketin sahip olduğu dijital altyapıyı bizlere sorgulatıyor.
İş bırakma eylemi sonucunda 50’nin üzerinde uçuş THY tarafından iptal edilirken, sefer saatlerinde de aksamalar yaşanıyor. Türk Hava Yolları, bu aksamalar ve iptaller hakkında internet sitelerinin kapalı olması sebebiyle online ortamda duyuru yapamıyor. Bu sebeple şirket en kestirme çözüm yolunu seçerek sistemi bypass etmeye ve yeni bir internet sitesini devreye almaya karar verdi. Bugün satın alınan Thyduyuru.com adresi şirket tarafından yayına alındı. Sitede ‘yasa dışı’ olduğu iddia edilen iş bırakma eylemi sebebiyle iptal edilen seferler THY müşterileri ile paylaşılıyor. Şu ana kadar THY’nin bu büyük kriz için ortaya koyduğu tek girişim bu siteden ibaret. Bunun yanında şirket personelinin kısa süreli eğitimlere tabi tutularak uçuş ekibine dahil edildiği de konuşuluyor.
Türk Hava Yolları, çalışanlarının sahip olduğu grev hakkının global pazarda rekabette şirket için risk oluşturduğu gerekçesiyle ellerinden alınması talebinde bulunmuştu. Ancak görünen o ki, bir dünya markası haline gelen ve dünyanın sayılı havayolu şirketleri arasında gösterilen THY, onlarca başarılı sosyal medya kampanyasının ardından globalde ses getirecek bu denli büyük bir krizi yönetme konusunda oldukça başarısız. Yukarıda da belirttiğim gibi şu ana kadar THY tarafından gelen tek aksiyon Thyduyuru.com isimli internet sitesi. Twitter’da çığ gibi büyüyen tepkiler karşısında şirket şu an için tepkisiz kalmayı tercih ediyor. Bunun yanında THY’nin şu ana kadarki tutumu, daha önce Onur Air’in yaşadığı sosyal medya krizindeki tutumuna oldukça benziyor. İş bırakma eylemi sonrasında kendilerini kurban olarak gösterirken işten çıkardıkları çalışanlarının kendilerine haksızlık ettiklerini bizlere aktarıyorlar.
Tahminim Türk Hava Yolları’nın bu sosyal medya krizi karşısında eylemsiz kalmayı tercih edeceği yönünde. Yaşanan aksaklıklardan dolayı özür dilenen ve en kısa sürede telafi edileceği açıklanan samimi ve duygusal bir basın bülteni ile ilerleyen saatlerde karşılaşabiliriz. Onun dışında THY’nin şu anki tutumu kriz sonlanana kadar devam edecektir diye düşünüyorum. Sonrasında ise THY bolca ünlü simanın yer aldığı bütçeleri arttırılmış etkileyici reklam kampanyaları ile karşımıza çıkacaktır.
Peki siz THY yöneticilerinin yerinde olsaydınız bu krizi en az zararla atlatmak için nasıl hareket ederdiniz? Yorumlarınızı bekliyoruz.
Ben olsam şirketi Havayolu şirketi olmaktan çıkarır,”Türk Hava Yıllıkları” adıyla;geçmiş yıllarda uçaklarda ve havaalanlarında yaşanan olayların,anıların derlendiği bir “yıllık yayıncılığı” şirketi haline çevirirdim.
Şirket çalışanlarının haklarını aradığı bir grevi dahi kabullenemeyen bir havayolu şirketinden daha ne beklenebilir ki???
THY kesinlikle geri adım atmalı, çalışanlarıyla masaya oturup bir orta yol bulmalıdır. THY geri adım atmazsa o insanlar belki işlerinden olurlar ama THY de bir çok büyük maddi ve manevi zarara uğratıp öyle gitmiş olurlar. O şirket çalışanlarıyla birlikte var, gözdağı vermek için 100 kişiyi gözden çıkarmış olabilirler ama kendi tekerlerini patlatacaklarını sanmıyorum. Umarım yapmazlar…
Bu yaşanan olayı da sosyal medya’ya bağladınız ya size bravo.
Bu krizin sosyal meydya ve bilişim alt yapaısı ile hiçbir alakası yok.
Krizin nedeni grevdir. Burada başarısızlık nerede derseniz THY kimler yönetiyorsa onlarındır. Nitelikli çalışanları olan şirketlerde grevler her zaman ızdıraplı geçer. Bu grevi yapanların bildiği yabancı dil ortalaması en az iki ve genel olarak ortalamanın üstünde iyi bir bilgisayar okur yazarıdır. Yani etki güçleri çok yüksektir.
THY yönetimi muhtemelen olası kriz planlaması yapmıştır. Çünkü meclisten kararın geçeceği belli ve kendirinin haberi var. Ama onlar muhtemelen klasik bir kriz planı yaptılar. Ve olanlar oldu.
Bu haber sosyal medya da bu kadar hızlı yayılmasaydı muhtemelen hiç birimizin bu yasadan ve ardından gelişen olaylardan haberi bile olmayacaktı. Konvansiyonel medya şuanda pek çok konuya sesiz kalıyor yada görmezden geliyor. Bunun bir çok nedeni var. Uzun uzun yazmak istemiyorum. O yüzden bu haberin sosyal medya içinde bir anlamı var diye düşünüyorum.
Eğer ben THY yöneticisi olsaydım. Yapıcı bir şekilde sendika temsilcileriyle görüşmeye başlardım. Ardından bu krizi avantaja çevirecek şekilde bir çözümü bu grupla birlikte üretirdim. Krizin sonunda el ele olan bir yönetim ve çalışan tablosu çok büyük bir güç gösterisi olurdu.
Ancak THY’nin böyle bir uygulamaya gideceğini sanmıyorum. Çünkü ülkemizde idareci demek alttaki sesleri duymayan yada canı istediğinde duyan insan demek. Umarım fazla abartmamışımdır.
Yapıcı bir şekilde sendika temsilcileriyle görüşme gerekli
Murat Ödünç doğru söylemiş, bu gerçekte bir Sosyal Medya krizi değil. Sosyal Medya Krizi denilen şey, bu mecra üzerinde tohumlanan olumsuzlukların viral olarak yayılması sonucu ortaya çıkan bir meseledir. Onur Air örneğinde olduğu gibi. THY vakasında 100’lerce uçuş iptal ediyor, insanlar işten çıkartılıyor, websitesi hackleniyor. Siz buna Sosyal Medya krizi mi diyorsunuz? Bu, tüm şirket ölçeğinde bir krizdir ve her mecraya yansıdığı gibi, sosyal medyaya da yansımıştır. Yanlış pencereden bakarsanız olaya, yanlış sonuçlara varırsınız. SMCO ekibinden daha doğru analizler bekliyoruz.
Her ne olursa olsun thy’yi haklı buluyorum, ne yani çalışanlar grev yapıp binlerce insanın uçuşlarını etkilemek yerine thy’ye dertlerini anlatmanın daha düzgün bir yolunu bulamazlar mıydı? Thy’nin yönetimi yanlış kararlar verse de doğru kararlar verse de bu tarz krizlerin şirket içerisinde kalması gerekir. Grev yapan thy çalışanlarına sesleniyorum öyle grev yapıp binlerce insanı yolundan alıkoyarak, Türkiyenin gururu olan, dünyanın da sayılı havayolu firmalarından birisini milyonlarca dolar zarara uğratarak bir yere varamazsınız. Yaptığınız tek şey, milletin tepkisini çekmek, işten kovulmanıza sebeb olmak ve türk insanının hakkını yemektir. Sonuçta bu bir devlet firması ve bizim verdiğimiz vergilerin bir kısmı bu firmaya gidiyor, siz grev yaparak bu firmayı değil bütün türkiyeyi zarara uğratıyorsunuz. Ben thy yönetiminin yerinde olsaydım yapacağım şey aynı olurdu. Medya kendisini hiç yönetimin yerine koymuyor, siz o insanların yan gelip yattığını mı sanıyorsunuz, adamlar belkide o grev yapan insanlardan daha çok çalışıyorlar thy için. Her insan bütün çalışanlarının hakkını vermek ister ama işler öyle uzaktan göründüğü gibi olmuyor. Biz olaya kendi küçük dünyamızdan bakıyoruz, ama o yöneticiler milyar dolarlık bir firmayı yönetiyorlar. Aynı anda hem çalışanlarını hem kasalarını hem müşterilerini düşünmek zorundalar.
Merhabalar,
Ucu sosyal medyaya dokunan her krizi sosyal medya krizi olarak nitelendirebiliriz. Hele ki olay için yaratılan hashtag Türkiye’de ve dünyada TT’ye girmişse. Onur Air’in yaşadığı sosyal medya kaynaklı bir krizdi ancak dediğim gibi insanlar tepkilerini sosyal medyada veriyorsa, o marka için artık bu sosyal medya krizi olmuştur.
Yazıda da THY’nin yaşadıklarının internet üzerindeki (Twitter hashtagi, sitelere erişimin engellenmesi) sonuçlarından bahsettik ve THY sosyal medyada ne yapmalıydı bu tartışmaya çalıştık. Diğer konulara yer vermemizin sebebi ise krizin kaynağını paylaşmak idi.
Direk kişiler üzerinden konuşmak istemiyorum fakat Nazif Bey biraz el insaf diyorum. İnsanların haklı bir şekilde talep iletmesini engellemeye çalışmak tehdit etmek nasıl bir aymazlıktır. Konvansiyonel medyanın hali malum ortada. Sosyal medya çağımızın demokratik bir iletişim aracı olarak neyse ki tepkisini ortaya koyabiliyor. Örnek olması açısından bence yapılması gereken, redhack ve sosyal medya baskısının THY geri adım atana kadar sürdürülmesidir. Gerekirse dahada zarar etsin hatta batsın. Artık firmaların yada hükümetlerin, ben yaptım siz katlanacaksınız zihniyetini bırakması gerekiyor.
Nazif bu konuda sığ düşünüyor. Yada çalışma hayatı içerisinde hiç bulunmamış. Sitesine biraz göz attım genç bir arkadaşımız. Ona kişisel olarak diyeceğim bir şey yok.
Ancak tüm dünya’da insanlar, kapitalizme karşı nasıl direnebiliriz diye kafa patlatırken gücü iyiden iyiye azaltılmış olan üreten kesimin en büyük silahı olan grev gibi bir aracı ellerinden göz göre göre almaya çalışmak tabi ki bir infial yaratacaktır. Bu arada grev hakkı olmayan milyonlarca çalışanın yaşadığı bu ülkede kariyerinizin, daha amiyane tabirle ekmek paranızın patronun iki dudağı arasında olduğunu unutmayalım.
Son ekleme eğer THY dünya çapında bir marka olma yolunda gidiyorsa bundaki en önemli pay sahipleri oranın çalışanlarıdır. Kısaca “Zafer Direnen Emekçinin Olacaktır.” :) Bu da yormumun slogan kısmı:P