Özel alışveriş sektörünün elektronik ticaret sektörüne girmek isteyen büyüklü küçüklü şirketler için güneşli bir plaj gibi göründüğünü düşünüyor olabilirsiniz. Ancak operasyonel maliyet ve reklam harcamaları ile kazanç oranının, doğru hesaplar yapılmadan ve ortaklar kontrol altına alınmadan nasıl daha verimli bir duruma getirileceğinin üzerine biraz daha kafa yormanızı tavsiye ederim.
Geçtiğimiz günlerde sizlere yeni bir özel alışveriş sitesi olan Bir Varmış Bir Yokmuş’dan bahsetmiştik. Hatırlarsanız ortaklarının arasında Yalçın Ayaydın’ın kardeşi Nejdet Ayaydın da bulunmaktaydı. Ancak eğer sektörü takip eden biriyseniz eminim siz de biliyorsunuzdur, Bir Varmış Bir Yokmuş operasyonunun gerçekte arkasında Yalçın Ayaydın vardı. Anlatacağım konu da zaten BVBY ve bu ilişki ile ilgili.
Yaptığı açıklamalarla Trendyol’u yere göğe sığdıramayan Ayaydın, bir seferinde “İpekyol’un bir günde 120 mağazası ile yaptığı ciroyu Trendyol tek başına yapıyor” diyerek hepimizi şaşırtmıştı. Tabi bir yandan Ayaydın Trendyol’a ortak olduktan sadece 1 hafta sonra, Tiger Global da %20 gibi bir hisseyi satın almıştı Trendyol’dan.
Yani her açıdan Ayaydın için kazançlı bir operasyondu Trendyol ortaklığı.
İşte Bir Varmış Bir Yokmuş operasyonu da Ayaydın’ın bu kazançlılığı fark etmesinden sonra ortaya çıktı.
Neredeyse tamamı Trendyol’un da tedarikçilerinden olan 16 ortağı ve düşük hisseli ortak olan genel müdürü Gizem Burçetin ile Bir Varmış Bir Yokmuş, aslında en tabandan Trendyol’un rakibi olacak olan bir oluşum.
Bu tabloya bakarak söyleyebileceğimiz ise, BVBY operasyonunu toparlayan kişi olarak Ayaydın, bu durumdan da en kazançlı çıkacak olan kişi (buraya “iki site bir siteden iyidir” gibi sığ bir yorum da getirmek isterim ayrıca). Ancak BVBY, bir diğer yandan Tiger Global’ı fena halde rahatsız eden bir proje olarak da incelenmeli.
Aldığımız, ancak Trendyol kurucusu ve genel müdürü Demet Mutlu’ya doğrulatamadığımız duyumlara göre (Mutlu bu konuda yorum yapmayacağını söyledi, ancak ileride Trendyol’un genel duruşu ile ilgili bir röportajın da ışığını yakmadı değil) Tiger, girdiği her operasyonda “non-compete” anlaşmaları yapan (rakip çıkarmama ya da rakibe ortak olmama) bir fon olmasından dolayı Ayaydın’ın BVBY ile hayata geçirmeye çalıştığı operasyondan fena huzursuzmuş. Hakkını mahkemelerde aramaya çalıştığında Trendyol’un marka algısını yıpratabileceği düşüncesi üzerine BVBY konusunda çözüm yolları aramaya devam ediyormuş.
BVBY’de ise ortaklar arasında Yalçın değil Nejdet Ayaydın’ı görüyor olmamızı da buna bağlayabilirsiniz tabi.
Özel alışveriş sitelerinin web trafikleri ile ilgili bir haber yapmıştık hatırlarsanız, o haberde de görebileceğiniz üzere Trendyol’un kısa zamanda yakaladığı başarı su götürmez. Operasyonel maliyetin her gün yükseldiği bu tarz bir iş kolunda Trendyol’un da reklam/operasyon maliyetleri yüzünden yatırıma ihtiyacı olduğu, ancak sürüncemedeki bu yatırımcı durumları yüzünden 4. raund yatırımları açamadığı da aldığımız duyumlar arasında.
Umarız sektöre büyük bir zarar vermeden ve ticaret ahlakına en uygun şekilde sonuçlanır bu durumlar. Biz de takip etmeye devam edeceğiz.
Öncelikle Trendyol karlı bir iş mi? Açıklanan 2010 yılı e-ticaret raporlarına göre 37 Milyon $ ciro yapmışlar. Yapılan cironun ortalam %25 ‘i Trendyol’a kalıyor. Bu ortalama 9 milyon $’a tekabül ediyor. Verilecek vergi, reklam masrafları, maaş ödemeleri, kiralar, teknik altyapı vb. işlerin birleşimiyle çok fazla kar getirmediği gözleniyor. Sonuçta hala bir markafoni değiller.
BVBY ise Trendyol’dan biraz farklı mantıkla kuruluyor. Kapalı devre AVM gibi duruyor. Türkiye’nin en büyük markaları burada yer alacak. Ayrıca diğer sitelere çıkmamaları BVBY ‘u daha popüler kılacaktır. Bunu gören diğer markalar da BVBY’ye girmeye çalışacaktır. Burada da ortakların markaları ön plana çıkacaktır.
Bir de markalarda şu durumda var. Genelde bir ürünün maliyet hesabı yapılır. FOB’si, osu, şusu, busu eklenir. Üzerine kar koyulur. Bayi satış rakamı çıkar. Ondan sonra üzerine bayi karı koyulur ve perakende satış fiyatı çıkar. Eğer marka direkt tüketiciye ulaşırsa %200, bir bayi aracılığıyla ulaşırsa %100 kazanır.
Velhasıl kelam uzatmadan Yalçın Ayaydın ‘ın düşüncesi ticari olarak mantıklı duruyor.