Resmi olarak yürürlüğe giren ve beraberinde sansür tartışmalarını beraberinde getiren yeni internet yasasını dün akşam canlı yayında tartıştık.
sosyalmedya.co kurucusu Fatih Güner, teknoloji dünyasını keyifli videolarla anlatan gazeteci Timur Akkurt ve Barış Akpolat, deneyimli gazeteci Serhat Ayan, Korsan Parti Hareketi‘nden avukat Serhat Koç, İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Merkezi üyesi Selva Kaynak ve serbest gazeteci Dilara Eldaş yeni internet yasasından telif haklarına, sansürün Türkiye’deki tarihinden kullanıcı algısına geniş kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdi.
3000 tekil kişinin izlediği canlı yayın toplamda 400 saatlik toplam izlenmeye ulaştı. Her izleyicinin ortalama 9 dakika izlediği programa izleyiciler Twitter ve YouTube üzerinden soru ve yorumları ile katkıda bulundu. Program boyunca izleyicilerin sosyal ağlar üzerinden gönderdiği mesajların sayısı ise 2000’e ulaştı.
Canlı yayını kaçıranlar için programda konuşulanların ve #SansuruTartisiyoruz başlığı altında masaya yatırdığımız konuların en öne çıkan noktalarını derledik.
Yeni yasa kapsamında saklanacak kullanıcı trafik bilgileri neleri kapsıyor?
İlk olarak Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Lütfi Elvan’ın saklanacak trafik bilgileri tanımı tartışmaya açıldı. Avukat Serhat Koç, yasa gereğince kayıt altına alınacak ve yer sağlayıcılar tarafından saklanılacak trafik bilgilerinin kapsamının kullanıcıların internet üzerinde tıkladığı her şeyi kapsayacağını söyledi. Bunların arasında sosyal ağlarda yaptığınız yorumlar, beğenileriniz, yazdığınız her şey ve hatta web sitelerinde, forumlarda onaylanmamış yorumları da saymak mümkün. Koç, hakimlerin telefon numarası ile IP numaralarının aynı şey zannettiğini söylerken bu konuda yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadıklarını da vurguladı. Selva Kaynak ise saklanacak trafik bilgilerin kapsamı da dahil olmak üzere yasanın muğlaklıklarla dolu olduğunu dile getirdi.
- Barış Akpolat: “Sık kullananlar diye bir şey artık kalmayacak”
Yeni yasa ile birlikte içeriklerin kaldırılması, sitelerin erişime kolaylıkla engellenmesi sebebiyle sık kullananlara eklenecek site, sayfa kalmayacağını; bir gün izlediğiniz videoya ertesi gün erişemeyeceğinizi söyleyen Akpolat, trafik bilgilerinin iki sene gibi uzun bir süre saklanmasının da sakıncalarından bahsetti. İki sene önce yazdığınız tweet’in bugün sizi bağlamayacağını ve değişen gündem ve şartlar çerçevesinde kişilerin zaman aşımına uğramış içerikleri sebebiyle suçlanmasının yanlış olduğunu dile getirdi.
Serhat Ayan da trafik bilgilerinin saklanmasının kişileri fişleme anlamına geldiğini ve bunlardan yola çıkarak kişilerin “terörist” yerine koymaya kimseye hakkı olmadığını belirtti.
Dünyada internet sınırlamaları nasıl?
Fatih Güner, ABD’de erişime izin verilmeyen tek sitelerin torrent sitelerin olduğunu belirtirken Serhat Ayan da filtreli ve filtresiz internetin cinsel içerikler değil, torrent’e açık olup olmadığıyla ayrıştığını dile getirdi. Zira her ikisinde de cinsel içeriklere ulaşım engelleniyor.
- Serhat Koç: “Erişimi engellemek kafayı kuma sokmaktır”
Serhat Koç; “O ülkede öyle, biz de niye böyle?” diye sormanın anlamı olmadığını söylerken demokrasi ile yönetilen her ülke vatandaşının internet özgürlüğünü savunmaya hakkı olduğunu vurguladı. Ayrıca Koç, sitelerin erişime engellemesinin hiçbir demokratik ülkede olmadığını sadece çocuk pornografisi olan içeriklerin mahkeme kararı ile kaldırabildiğini söyledi.
Özel hayatı korumak bu yasanın neresinde?
Hükümetin site ve sayfa erişimlerini engellenmesine bahane olarak gösterdiği özel hayatı ilgilendiren durumlarda mağdurların korunması konusunda ise Koç, Anayasa kapsamında herkesin özel hayatını korumakla hükümlü olunduğu kadar kanunlar gereğince herkesin kendi düşüncesini ifade etme özgürlüğü olduğu ve birini korumaya çalışırken diğerini yasaklamanın mantık dışı olduğuna değindi.
“Devlet yer sağlayıcıların sakladığı verileri koruyabilecek mi?” konusunda ise kendi tape’lerinin yayılmasını ve sızdırılmasını engelleyemeyen hükümetin kullanıcı verilerini güvenle koruyabileceği konusunda haklı endişeler olduğu programda dile getirilirken bunların ortalığa saçılması durumunda özel hayatı koruma kanunun dışına devletin çıkacağı ve böylece devletin suç işleyeceği gibi bir tablo oluştuğu da vurgulandı.
- Selva Kaynak: “Yasada kimin mağdur olarak tanımlanabileceği açıklanmıyor”
Kaynak, özel hayat kapsamının, hakaretin tanımı, mağdur olarak tanımlanabilecek kişiler arasına kimlerin girdiğinin yasada muğlak olduğunun üstüne basarak bu belirsizliğin birçok şaibeli kararın önünü açacağını söyledi.
Twitter üzerinden sorulan “Güvenilir bilgiye nereden ulaşabiliriz?” sorusuna Serhat Koç “Mahkeme kararı olmadan internete erişimi engellemek her yerde, her dilde, her şekilde SANSÜRDÜR” diyerek sansür hakkında halkın güvenilecek hiçbir kaynak bulamama endişesi taşıdığını ve halkın çoğunun bu sansürden haberdar bile olmadığını vurguladı.
Dilara Eldaş, halkın sansürün onlara dokunmadığı sürece sansürün sınırları hakkında bilgi sahibi olamayacağını ve aslında bu internet sansürünün neyi kapsadığını bile bilmediğini dile getirirken “Tamam sansür var; ama sansür ne?” diyen bu kişilerin sansür hakkında güvenilir kaynak bulamadığını söyledi.
Fatih Güner de “Güvenilir bilgi kaynağı ancak ve ancak medya eliyle oluşturulacak” diyerek bu konuda doğru ve tarafsız bilgi verme işinin medya yayıncılarına düştüğünü vurguladı. Serhat Ayan ise “Erkler, sansür konusunda insanları çıkar gözetmeden bilgilendiren kişilerden korkuyorlar” diyerek devletin doğruları söyleyen, halkı bilgilendirmeye çalışan yayıncıları engelleme çabalarının bu sebep yüzünden olduğu konusunu tartışmaya açtı.
- Timur Akkurt: “4 saatlik haber yayıncılığı dönemi başlıyor”
Akkurt, yeni yasayla birlikte 4 saatlik gazeteciler, 4 saatlik siteler oluşmaya başlayacağını söylerken tüm yapının da böylelikle kökünden değişeceğini dile getirdi. Şimdiye kadar “DNS değiştiririm, girerim” mantalitesiyle hareket edildiği ancak bu yeni yasayla bunun da ortadan kalktığını söyleyen Selva Kaynak, “Bu siteye nasıl girerim?”den ziyade “Bu siteye neden giremiyorum?”u sorgulanması gerektiğini belirtti.
Erişim Sağlayıcılar Birliği yeni yasa hakkında ne yapıyor?
Erişim Sağlayıcılar Birliği’nin internet yasası hakkında sesinin çıkarmıyor olması masaya yatırılırken Fatih Güner sektörün tek STK’sı olan IAB’nin konuyla ilgili bir adım atmayı bırak, sansürle ilgili tek bir açıklama yapmadığını hatırlattı.
Serhat Ayan, küçük sitelerin etkileneceği sansürlerin ses getirmeyeceği ancak büyük haber siteleri, gazetelerin online platformları kapanırsa ancak çoğunluğun sansürün sınırları hakkında bilgi sahibi olacağını vurguladı.
Aynı şekilde yer sağlayıcıları da sansür konusunda harekete geçmiyorlar. Serhat Koç’a göre bunun sebebi yer sağlayıcılarının lisanslarının iptal edileceğinden korkması.
Yasa kabul edildi; peki bu yasakları nasıl aşacağız?
Yasanın ve sansürün yanlış olduğu konusunda yapılan haberlerle insanları bilgilendirmek ve AİHM başvurularının sonucu beklemek dışında artık yapılacak bir şey kalmadığı belirtilirken sansürü aşmanın teknik olarak yolları da canlı yayında öne çıkan konulardan biri oldu.
- “Erişime yasaklanan siteye girmek suç değil”
Selva Kaynak, yasa çerçevesinde erişim yasaklanan sitelerin Türkiye sınırları içinde yayın yapması suçken bu sitelere herhangi bir yoldan erişim sağlayan kullanıcıların o siteyi ziyaret etmesinin suç sayılmadığını belirtti.
Serhat Koç, Google’ın son günlerde çok konuşulan sansür engelleyici hizmeti uProxy’den örnek vererek bu gibi hizmetleri kullanmak isteyenlerin kişisel bilgilerini hizmet sağlayıcılarıyla paylaşmak zorunda olduğunu ve internet sansüründen kaçarken kişisel bilgilerimizi tehlikeye atmak zorunda kaldığımızı; günün sonunda en çok zarar görenin yine bizim olduğunu paylaştı.
Yorumlar (0)