Uzun süredir kurumsal bir şirkette çalışıyor ve artık kendi kanatlarınızla uçmanın vaktinin geldiğini düşünüyorsunuz. Başkaları için çalışmak yerine artık işinizin patronu olabileceğinize
Büyük şirketlerin İK birimleri zaman zaman sadece CV toplamak için, iş ilanları yayınlamak gibi bir yöntem seçerler. Bunu yapmalarındaki temel sebep, gereklilik durumlarına önceden hazırlanmanın yanında
Teknoloji çoğu zaman nimet, bazen de kabus olabiliyor. Kendimizi saatlerce akıllı telefonlarımıza boş yere kaptırdığımız da oluyor, aynı telefonla pek çok işi daha hızlı ve daha iyi yaptığımız da.
İnsanoğlu uzunca bir süre insanların belirli bir zeka seviyesinde doğduğunu ve hayatı boyunca bu potansiyeli en iyi şekilde kullanarak maksimumunu aşamayacağına inandı. Bugün bilim aksini söylüyor, artık
Wired Science’a verdiği bir röportajda Elon Musk, kendisine sorulan “Bu kadar param olsaydı, biramı alır, sahile uzanıp gün batımını izlerdim. Bunu bir kariyer seçeneği olarak hiç düşünmediniz mi?”
Araştırmalar, kinayeli konuşmanın “zekânın en üstün hali” olduğunu söylüyor ve kinayeli olmanın iş hayatında da başarı getireceğini iddia ediyor. Peki, bu nasıl mümkün?
Başarı ile çalışmak paralel iki yolda birbirine bağlı iki koşucu gibidir. Bir koşucu ne kadar hızlı koşarsa, diğeri de ona ayak uydurur. Durum her ne kadar böyle olsa da, üstün bir çalışma performansı
30’lu yaşlarındaki birçok çalışan daha durağan, risklerden uzak bir iş hayatı tercih edebilir. 20’li yaşlarında her türlü riske giren, birçok şirket ve pozisyon arasında daldan dala atlayan, sabretmek
Efektif çalışan birçok insan, başka çalışanların birkaç haftada yaptığı işin çok daha fazlasını bir günde yapabiliyor. Bu da meşguliyetin ne kadar göreceli bir kavram olduğunu ortaya koyuyor.
Zor zamanlarda mantıklı olan kararı verip istikrarlı olmak kolay bir iş değil. Ancak dünyadaki her meslekte olduğu gibi, bu işi de kolaylaştırmanın yolları var. En azından daha yararlı bir lider olmanın
İş hayatında ‘saçma’ ve ‘gereksiz’ olarak niteleyeceğimiz sorunların çoğu, aslında kastetmediğimiz veya inanmadığımız şeyleri söylememizden kaynaklanır.